Counter

28 Şubat 2012 Salı

Bir delinin bekleme anlarından...


Ben hep bir kızım olsun istedim.

Pembe, yumuk, şeker bir kız.

Çocukluğumdan beri bebekler hep ilgi alanımdaydı. Ben onları çok sevdim, onlar da beni. Kucağımda ağlayan bebek hatırlamıyorum. (Çok büyük iddia dimi, bundan sonra görücem sanırım  J ) Oturduğumuz apartmanda her yeni doğan, benim için de ayrıca bir mutluluk kaynağı idi. Elimden geleni yapardım yanlarında olmak için. Anneler tarafından da bilinirdi ki bir çok zaman bana bırakılırdı o bebekler bakılmak üzere.

Üniversite yıllarımda da bir süre bebek bakıcılığı yaptım. Bir şirkete bağlı çalışıyordum. Haftada 3-4 akşam gittiğim aileler vardı, sonrasında sadece bir ailem kaldı ikizler Işıl ve Işık, haftada iki akşam anne baba dışarı çıkarken çağırırlardı beni. Çok keyifi vakitler geçirirdik beraber, oyunlar oynar, resim yapar, uyurduk.

Şimdi bunları hatırlamamın nedeni kızım.

20 Şubat 2012 Pazartesi

Bu da benim haftasonum :)

Malum güzel haberi paylaştım sizlerle ve bir kez daha çok şanslı olduğumu hissettim. Hepinize sonsuz teşekkürler, güzel dilekleriniz, dualarınız, sıcak yorumlarınız için.

Ben bu arada neler yaptım anlatayım size bir haftadır. 

Son zamanlarda öyle bir ağırlaştım ki malum 38. hafta; dengesiz, ağır, şiş, sakar ve safım :) İdrak yollarım tıkalı, tüm jetonlarım köşeli, bakışlarım manasız, ağlamak için bahane arıyorum, yüzümde hep hafif şaşkın bir ifade :) 

Dalga geçilmek için çok müsaitim ve ben de bu fırsatı kaçırmayıp kendimle bolca dalga geçiyorum her şekilde. 

Geçenlerde ütü yaparken sağ elimle tuttuğum ütüyü sol elimin üstüne yapıştırıp " a-a yandı" dedim misal, eşim koşup ütüyü elimden alana dek yanmaya da devam ettim, şimdi elim yanık, yanığıma da şaşkın şaşkın bakmaya devam ediyorum "nasıl yandı dimi ama" kıvamında. 

14 Şubat 2012 Salı

Masal...

Bugün size bir masal anlatmak istiyorum, içinde her şey var bu masalın, hüzün, hayal kırıklığı, kayıp, kazanç, mutluluk, ders her şey. Hayat gibi... 


Paylaşmak için uygun bir zaman olup olmadığına takıldı kafam önce, Gamze annenin operasyonu öncesi ama hayat böyle işte, doğumlar, ölümler, hastalıklar, iyilik haberleri, mutluluk, mutsuzluk her şey içiçe... Düğün ve cenaze yan yana hayatın içinde... Bir de benim içimde Gamze anne ile ilgili öyle güzel hisler var ki. Neredeyse eminim Allah' ın onu Atakan' ından ve sevdiklerinden ayırmayacağına... İçim çok rahat bu konuda. İyi haberlerini en kısa zamanda alacağız, hepimiz dua etmiyor muyuz onun için... 




Üstelik artık benim için de çok az zaman kaldı; sonra hiç bir şey söyleyemeden ortadan kaybolmak riski de var, sizleri endişelendirmek, merakta bırakmak... 




O zaman buyrun : 

8 Şubat 2012 Çarşamba

Son ürünler...

Hatırlarsınız yapılacak işler listemdeki işler bittikçe paylaşıyorum işte bir bir; en sona boyunluk kalmıştı bir de eşimin bisiklet çantasına kırmızı yağmur kılıfı. Kılıf hala yok ama boyunluk nihayet bitti. 

İncecik bir ip ve incecik bir şiş ile sürekli saç örgüsü yaptım ya daral geldi. Uzunca bir süre ip ve örgü görmek istemiyorum :) 

Ama sonuç güzel oldu, ben beğendim, eşim de beğendi, sorun yok. İki gündür boynundan çıkarmıyor. 

6 Şubat 2012 Pazartesi

Biz çocukken ...

Korkmayın ahkam kesmeyeceğim, nostalji yapacağım kendi hacmimde :) 

Benim çocukluğumda 70 li yılların sonları ve 80 ler boyunca yani, hayat şimdikinden çok farklı idi biliyorsunuz bir çoğunuz zaten. 

Şimdi ah vah deyip ne güzel zamanlardı diyoruz bir çoğumuz değil mi? Ben de çoğunlukla böyle diyorum aslında… 


1 Şubat 2012 Çarşamba

Aslıııı, Huzur Poğaçası yaptım, gelsene :)

Geçenlerde Aslı bir poğaça yapmış, sonuçtan memnun olmamış, sert olmuş, içine sinmemiş. Hobihuzur da ona yorum yazarken demiş ki ben sana bir tarif vereyim yap bak poğaça nasıl olur gör; ben de hemen atladım, bana da bana da şeklinde ve sağolsun üşenmedi yazdı Hobihuzur. Günlerdir yapacağım ben bu tarifi :) 

Neden gülüyorum çünkü geçen hafta içinde bir gün feci niyetlendim, tüm sıvı malzemelerini karıştırdım, sonra bir de baktım ki unum çok az kalmış. Eee vaz mı geçeceğim yani, tabi ki hayır, markete mi gideyim o saatte, hiiç işim olmaz. Bir de baktım mısır unum var yeterince, ben de undan geri kalan boşluğu mısır unu ile tamamladım ama olmadı tabi ki. Sonra aksilik işte fırında da fazla kaldı ve fazlaca da kızardı. Sıcakken nefisti soğuyunca taş oldu. Dedim ki olmaz, bu huzur poğaçası olamayacak kadar sert.  

Ertesi gün markette hem de Tansaş' ta tam buğday unu bulamadım, derken derken aklım poğaçada ama bir türlü yapamadım. Nihayet dün tam buğday ununa da kavuşunca poğaçayı bugün yaptım. 

Süper ötesi oldu, bugüne dek yaptığım en güzel poğaça, yumuşacık, tam ismi gibi huzurlu bir poğaça oldu :) 

Diğer yazılardan

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...