Counter

31 Temmuz 2014 Perşembe

Sevgili bezli bebe anası, okur yazar kişilik, sözüm sana:


Bezsiz ilk günler, desem anlarsın sen onu dimi?
Bu konuda bilimum kitap, blog, uzman, yorum ve tavsiye okuduktan sonra yola çıkma cesareti bulan anneye madalya verilmeli zaten baştan söyliim. Bir deli cesareti, bir kendini bilmez haller, bir özgüven patlaması filan işte. Okuduğum pozitif ve olumlu blogger sayısı bir elin parmaklarını geçmez; vazgeçen mi dersin, aman bez zaten iyi bi şey çocuk büyüsün kendi karar versin bezi bırakmaya diye yan çizen mi, sinir sahibi olan mı; ananeye havale eden mi...

Sen sen ol sinirliyken, gerginken, başka streslerin varken kalkışma bu işe; hem kendini hem bebeni üzme, hırpalama, daha da germe. Bu işi paslayabiliyorsan birilerine yani anane olur, babane olur, kreş olur, bakıcı olur, yani varsa bir güvencen, hiç bulaşma zaten. Ama el mahkum sen yapacaksan şöyle helva kıvamında olduğun, kafanın iyi olduğu bir dönemi seç ki iyi bir şey yapıyorum derken dönülmesi zor yollara girme. Henüz doğurmadıysan direk bezsiz bebek olayına gir bu bez işine hiç bulaşma.

Korktun mu?

Şaka şaka :) (Fonda cadı kahkahası hayal et tam olsun :)

23 Temmuz 2014 Çarşamba

Kadir gecesi vesilesi ile...

Öncelikle hayırlı kandiller hepimize. Kandil filan dinlemeyip bas bas bağırarak kuru kabadayılık yapan, göstermelik tehditler savuran, Filistinli kardeşlerim diyerekten, titrek sesle milyonlara seslenirken arka taraftan çirkin pazarlıklar içinde olan kimi çevreler dışında tüm müslümanların kandili mübarek olsun.

Evde televizyon daimi kapalı, sosyal medya kısıtlı kullanımda olunca geriden izliyorum haberleri ve şükür ki hiç dinlemiyorum ulusa kükreyişleri, meydanlarda bas bas bağırışları ve hatta hiç görmüyorum kükreyeni ama haberler yine ve hala, hatta daha da üzücü. Bu İsrail nasıl bir ülke ise tüm dünyanın iplerini gıda (tarım, hayvancılık ve bilimum üretim teknolojisi), silah, bilişim, elektronik ve şu an aklıma gelmeyen bir sürü sektörde elinde tutuyor; tastamam dünya devi ve öyle acımasız, öyle hesaplar içinde ki gözünü kan bürümüş; çoluk çocuk tanımadan hırsla saldırıyor. ABD de ona başsağlığı diliyor hala onu doğruluyor, normal değil mi?

Bir takım senaryolar kurgulanıyor ve mağduriyet yaratılıp saldırılar haklı gösterilmeye çalışılıyor(Bir dakika bu taktik hiç yabancı gelmedi bana bu arada). Hepimiz de oturmuş seyrediyoruz bir şekilde. Boykot vs de nereye kadar etkili ve anlamlı tartışılır.

Şimdi konuya böyle girince de o kadar manasız geldi ki anlatmak istediklerimi anlatmak. Vazgeçtim o yüzden ama bugün okuduğum son derece etkileyici iki yazıyı sizinle paylaşmak isterim. Beğenirsiniz beğenmezsiniz, katılırsınız katılmazsınız ama bir de bu pencerelerden bakın. Ben öyle yaptım.

Biri hobicilerin hemen hepsinin tanıdığı Gülsüm abla, ki muhtemelen hepiniz okudunuz zaten,
diğeri de hızlı adam ki buradaki alıntı yapılmış mektubu okusanız bile yeter. 
Bir de Esen' cim öyle içli yazmış ki...

Hepinize hayırlı kandiller tekrar.




22 Temmuz 2014 Salı

Bez durumları ve Hayır-cı başı

(Bolca yazım yanlışı ve parantez içerir ama yanlışlar tamamen kasıtlıdır, aman ha)

Hani bir reklam vardı yıllar önce:
"Beyefendi, Akbank' a mı gidiyorsunuz / Hayır efendim Akbank' a  gidiyorum. " (reklama mı girdi?)

İşte son üç dört gündür yaşadığımız hemen hemen aynı durum Lara ile.
- Annecim, hadi yemek yiyelim?
- Tamam ne pişiydin banaaa?
- Baaak bezelye pişirdim. (Kadın tabağı özendirerek ağır çekim masaya koyar)
- Hayıııııı, yemiycem (Çocuk tabağı ittirir)
- Peki o zaman acıkınca yersin (Kadın tabağı masadan alır)
- Hayııııı ben yiycektim (ağlamaklı ve el tabağa doğru uzanmış)
- Ama yemiycem dedin o yüzden aldım (illa polemik, yiycem dedi işte kadın)
- Ama yiycektiiiim (hala ağlamaklı)
- Tamam tamam yiyebilirsin (tabağı tekrar masaya koyar)
İki çatal aldıktan sonra surat asılır, tabak tekrar iteklenir, "hayıy istemedim, yemiycem" diye (yüzünü tahmin edebilirsiniz ve dudağın nasıl büküldüğünü). Ama deneyimli(?) anne bunu yer mi yemez, tabak masada bırakılır ve Lara gelip gidip tırtıklar. Yediği kardır(inceltmeli 'a', faydalıdır babında)

18 Temmuz 2014 Cuma

Emzik, bez, aşk, nefret ve gözyaşı; hatta kreş ve diğer zımbırtılar tekmili birden. Az sonra...

Şimdi, bitti bu emzik hikayesi dedim ama (hayat biter, söz bitmez diye de bir laf var mı bilmiyorum neyse artık var) iki çift lafım daha var bu konuda.

Allah' ın sevgili kuluyum orası kesin. Genel anlamda şanslı bir insan olduğumu söylerim hep çünkü hayata pozitif bakma gibi bir saflığım (her manada) var. Ama bu da bir savunma mekanizması esasen çünkü depresyona meyilli de bir ruh halim var (belki çoğu kadın gibi). Bir de ikizler üzeri aslan mı yengeç mi ne olduğundan bir türlü emin olamadığım bir yükselen burç. Al sana bir çelişkiler silsilesi. Annem doğum saatim konusunda farklı dönemlerde farklı saatler için çok emin konuşunca ben de bir türlü net doğum saatimi öğrenemeyince sürekli bir yengeç, bir aslan, (hatta geçen gün bir başka hesaplayıcı da başak hesapladı) ruh hali dalgalanıyor tabi. Yani hep annemden ötürü :)

15 Temmuz 2014 Salı

Emzik Savaşları (Bırakma günlüğü vol 3)

Annenin seyir defteri,
Emzik savaşları 2014,
Emziksiz galaksisinde 5.gün


Nerede kalmıştık? Cumartesi günü öğlen uyudu nihayet hem de 3 saat ki çok nadir görülür. Çok keyifli uyandı. Dışarı çıkmaya karar verdik, hava güzeldi, esintili, amaçsızca dolandık, otobüse bindik, gezdik filan döndük eve... Yine baba ile eğlence seansı sonrası güçlükle yatmaya ikna oluş ve bu kez ağlamadan bol konuşmalı bir uyku öncesi. Uyku saatlerimizin çok değiştiğini ve uykuya geçiş süresinin de çok uzadığını zaten biliyorsunuz. Eskiden uyku saati geldiğinde (öğle 12:30, aksam 20:30 en geç) kendisi hadi uyuyalım mı diyen Lara hayır uykum yok demeye başladı bu süreçte ki normal. Ama geceleri uyanmıyor artık.

12 Temmuz 2014 Cumartesi

Emzik neymiş öğrendim (Bırakma günlüğü vol 2)

Şimdiiii son derece ukala bir şekilde, emzik de neymiş kardeşim, dedikten sonra neymiş anlatayım size de. 3 kuruşluk katkım olursa ne ala. Gülüp eğlenmek isteyen için, savaşa başlamak için, işte ne için niyetlenirseniz onun için. Öğrendim zira. Bir emzik fevkalade mikemmel bir rahatlatma nesnesiymiş, gergin bebeleri helva kıvamına getiren bir zevk aracıymış, dört dörtlük bir uyku arkadaşı ve annenin de en iyi dostuymuş. Ben gerim gerim gerilip seni yeneceeez emzik derken emzik de derinden ben de boş durmam icabınca intikamımı alırım dermiş de egosu tavan kötü kadın bunu duymazmış.

11 Temmuz 2014 Cuma

Bir emzik nedir ne değildir?

Lara' nın emzikle nasıl tanıştığını bilen bilir, bir çok anne gibi içim ezile ezile ah almasaydı keşke diye diye verdim ki yine bir çok annenin söylediği gibi kurtarıcımız da oldu, Sezarın hakkı Sezara neticede. 

Amma velakin, artık veda vakti geldi de geçiyor. Biberon ile hiç tanışmadığı için oral dönemle son bağı emzik. Bir süredir hatta zaman vereyim 2 yaşı doldurduğundan beri Lara, ben emziğe kötü kötü bakmaya başladım, niyeti bozdum yani. Dün de bir pedogogla görüştüm ve emzik, bez, kreş konularında kafamdaki herşeyi sorup rahatladım hatta eylem planımı da yaptım (kendi çapımda). Tabi ne emziğin ne de Lara' nın olanlardan hiç haberi yoktu. Zaten bir yaşından bu yana sadece uyurken kullanılıyor ama bir kaç haftadır diğer zamanlarda da gidip almaya başlamıştı yerinden. Kontrolsüz bir yakınlaşma bi yerde.

3 Temmuz 2014 Perşembe

Havadan sudan gevezelikler, bir takım Lara' lı haller

Aradan aylar geçmiştir ve bir kısım halk için ülkede herşey süt limandır. Mazi unutulmuştur. Gezi bir park, Soma bir ilçe, AKP bir iktidar partisi, RTE şimdilik cumhurbaşkanlığı hatta devlet başkanlığına hazırlanan bir başbakandır. Bir başka kısım halkın ayarları ise feci halde bozulmuş, normal anormal herşey birbirine girmiştir. 

Anne baba bu süreçte zaten televizyona küsmüş olup evde sadece günde iki saat Caillou ve Pepe isimlerinde ılımlı ve güya sevimli, en büyüğü sanırım 5 yaşındaki kahramanların hikayeleri reyting yapmaktadır (Pepe şarkılarından bahsetmek bile istemiyorum). İşte bu koşullarda babanın, iş değişikliği vesilesi ile bir süre evde kalıp bebe ile her sabah parka gitmesi ve ardından gece gündüz çalışmaya başlaması sonucu sendromuna sendrom ekleyen bebe, evde tek hakimdir. Zaten ziyadesiyle duygusal ve hassas olan balık bebesi, bu süreçte fazlasıyla dudak bükme, gözleri dolma, sürekli uyumak isteme ama hemen vazgeçme, evden çıkmak istememe huyları yanında anı anına uymayan psikolojik dalgalanmalar yaşamakta ve annesini duygudan duyguya sürüklemektedir. 

Diğer yazılardan

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...