Counter

17 Eylül 2011 Cumartesi

Kek yaptım :)

Ben bu aralar biraz yemeğe mi düştüm ne? Hiç yapmazdım böyle şeyler ama bir haftada ikinci yemek paylaşımı oldu bu. Siz el becerilerinizi paylaşırken, ben sürekli gırtlak derdindeyim sanırım. Bir de özellikle paylaşıyorum ki boş durmuyorum mesajı veriyorum aklım sıra. Bak bak...

Sabah kahvaltı üzerine webden köşe yazarlarımı okudum, sonra da sizlerin sayfalarına bakayım dedim. Bir de baktım Mekila, Limonlu ıslak kek yapmış. Birden bire coştum. Aylardır ne yapmıştım ne yemiştim kek, hele de limonlusundan :) Hafta sonu coşkusu da olunca hemen ayaklandım, iş edindim, yaptım, ev koktu mutlu oldum. Hatta üst kat komşum canım arkadaşım da "kek mi kokmuş burda ?" diye gelince daha da keyiflendim :) Yedik rahatladım.

Tarif ister misiniz bilemedim çünkü tarifim doğaçlama. Ama saklamış da olmayayım belki sizin de canınız çeker yapmak istersiniz en basitinden:

16 Eylül 2011 Cuma

Bir tepsi-sehpa projesi ve blog tiryakiliği :)

Uzun zamandır bu sehpayı paylaşmak istiyordum sizinle ama fotoğraflarını çekemediğim için ekleyemedim siteye. Bu cici sehpa çok sevdiğim arkadaşım ve ne şanslıyım ki üst kat komşuma yaptığım doğum günü hediyesi. Kızcağız bana bir ara bu tarz sehpaları ne çok sevdiğini, ona çocukluğunu hatırlattığını söylemiş bulundu. O günden sonra iş edindim. Hemen bir tane bulup ona özel salonunun renklerinde boyamalıyım, sevindirmeliyim diye planladım. J


Sehpanın rengi krem ve yağ yeşili. Koltuklarıyla aynı renk. Yani koltukların kolçakları deri ama minder ve yastıkları krem üzerine yağ yeşili ve kahve kelebekli. Laleler de kontrast renk oldu. Ben uyumu çok sevdim, O da bayıldı o yüzden daha da çok sevdim ama doğum gününe yetiştirip verme telaşı içinde fotoğraflamayı unutmuştum. Bugüne kısmetmiş.


14 Eylül 2011 Çarşamba

Hayırdır inşallah !

Dün akşam uyumadan önce niyetim rengarenk keçeleri çıkarıp onlarla uğraşmaktı. İlginç bi şeyler vardı aklımda ama sabah kalktım ki, hayırdır inşallah aklımda bambaşka bir fikir. Kel alaka ama olsun emekse emek, vakitse vakit, uğraşmaksa uğraşmak :)

Amma gizem yarattım değil mi? Ama şaşıracaksınız, beklemediğiniz bi şey:

Şimdi tadını bilen, daha önce bir şekilde tatmış olan her insan evladının canı zeytinyağlı yaprak sarması çekebilir değil mi? Olsa da yesek şeklinde. Ama benim canım yapmak istedi. Oturup ince ince uğraşmak, kalem kalem sarmak...

Sabah sabah daha kahvaltı etmeden aklıma düştü. Tabi ki tarifini anlatacak değilim uzun uzun, hepiniz biliyorsunuzdur zaten, ayrıca da kişi haddini bilmeli değil mi? Üstelik bir yemek blogunda değiliz ki. Ama öğlene dek tüm vaktimi alan ve keçeleri bir başka güne bırakmama neden olan (ayırca ellerimi buruş buruş ve yemyeşil hale getiren) sarmaları paylaşmak istedim. Hani "tembellik yapmadım arkadaşlar, çalıştım işte" şeklinde...

13 Eylül 2011 Salı

Hediye tepsiler

Hepiniz bilirsiniz, bizim gibi evde üretmeyi seven insanlar, ürettikleri kadar paylaşmayı da çok severler. Ben de çok severim. Yani biri bende yaptığım bir şeyi görüp beğenmesin, hemen yaparım ona da bir tane. Hal böyle olunca yakın çevreni, hele de birbirinden ayıramadığın insanları donatıyorsun. (Hatta bir süre sonra "ya yok mu senin bunları değerlendirebileceğin bir satış mekanı, istemiyoruz biz artık ya; dolduk taştık, git sat bize ne " diyen bile oldu.) Yani bir sevdiğine ahşap kutu boyadın; hadi bu sefer içine sinmiyor dur şuna da yapayım buna da yapayım derken bakmışsın ki en az 3-4 tane yapıvermişsin.

Durum böyleyken böyle. Geçenlerde aynen böyle duygularla 3 tane tepsi yaptım: Anneme, eşimin annesine ve biricik ablama. Takip edenleriniz biliyordur ben ahşap boyama işinde çok da iyi değilim aslında ama kimi zaman zevkle yaptığımda çıkan ürünleri seviyorum. Varsın profesyonel olmayıversin, önemli olan benden gitmesi değil mi sevdiklerime. Ki üçü de bayıldılar. Eminim eve gelen eşe dosta da gururla gösteriyorlardır :)


10 Eylül 2011 Cumartesi

Nihayet Uzuuuun Rehavet Döneminin Sonu (umarım)

Eylül geldi sonunda. Antalya hala serinlemedi ama olsun, artık umudum var :) Elbet serinleyecek. En azından akşamları hafif serin bir esinti olabiliyor kimi zaman.

Üstelik vitrinlerde kışlıklar gözükmeye başladı, adamların bir bildiği var ki kazaklar, süveterler, çizmeler satışa çıktı değil mi?  Ayrıca bazen haber bültenlerinde bazı bölgelerde yağmur bulutları filan da görüyorum. Evet sanırım yaz bitiyor. Şükürler olsun Allahım :))

Yani şu psikolojiden çıkmanın zamanı gelmiştir benim için.


Diğer yazılardan

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...