Paylaşmıştım ya sizinle... Hani demiştim ki; benim derdim dikiş dikmek aslında bunlarla oyalanıyorum. İşte bu hafta başında bir zamanlar bu hevesle aldığım kumaşları çıkarıp bir baktım önce... Keşke dedim makineyi almış olsaydım da dikmeye başlasaydım. Sonra annem aradı ve dedi ki " Amaaan artık bizim evde dikiş dikilmiyor biliyorsun. Bu makineyi sana versem işine yarar mı ?"
Şaka zannettim önce, çünkü hiç bahsetmemiştim anneme makine planlarımdan. İşe yaramaz mı dedim, hem de ne yaramak :) Ama babam bunu biliyor mu? Biliyormuş :)) Neden sordum bu soruyu merak edin :)
Yalnız küçük bir ayrıntı, annemle aramızda ortalama 250 km filan var. Makineyi gidip almak lazım, olsun. Sevindim çokça çünkü bu makine her şeyi yapabiliyor(nakış, ilik vs), iş bana kaldı yani. Ben ne yaparsam onu yapacak artık.
Bizim evde dikiş makinesini genelde babam kullanırdı dersem şaşırır mısınız? :) Babam elektrik mühendisidir. İTÜ den mezun olmuş, pek de gurur duyar okulu ile ve rozetini de hala taşır ceketlerinde. Babam öğrencilik yıllarında okul harçlığını çıkarmak için bir terzinin yanında çalışmış bir kaç yıl. Tabi o zamanlar, konfeksiyon bu boyutlarda gelişmiş olmadığından terzilerin altın çağı. Günümüzdeki gibi sadece paça yapıp, elbise daraltmıyorlar. O yüzden her şeyi dikmeyi bilirdi babam ve aynı zamanda bir mühendis olduğu için inanılmaz da titiz çalışırdı, milimetrik adeta. Bir de yine bu titizlik yüzünden ne dikerse diksin, ihtiyacı olsun olmasın beni dikerdi başına. Tut bakalım, teğel yap, çizgiye dikkat et, bunu sök, iğneye iplik geçir, at, tut, bırak, onu ver, bunu al... Bir nevi asistan. Bazen sıkılır daralırdım babam dikiş dikerken asker olmaktan... Bir dakika geliyorum deyip kaçardım, ama daha bir dakika geçmeden seslenirdi yine bana :) Efendim baba diye koşardım ve yine beklemeye başlardım. (Sadece çok ödevim var dediğimde azad ederdi beni :))
Yani öyle ya da böyle dikiş ile ilgili bildiğim ufak tefek her şeyi babamdan öğrendim. Teğel, parşomen, sabun, tela...
Ama dikiş dikmeme hiç izin vermedi o makinede. Muhtemelen gözlerinde hiç büyümediğimiz için kendime zarar vereceğimden korkmuştur, hep sonra deyip geçiştirdi beni. Zaten makine de döküm ayaklı eski ağır bir Singer' di ilk başlarda, ben de korkak ve uslu bir çocuktum, söz dinlerdim. Sonrasında o makine yenilendi ve yine Singer' in her şeyi yapabilen motorlu mobilyalı bir modeli geldi. En son da o makine Singer' e gitti, çantalı, portatif bir makine olarak geri döndü. Yani makine emektar ve efsanevi benim için ve benim olacak, düşünün coşkumu :))
İşte bu coşku ile kumaşları bir yıkadım önce. Çeker filan... Sonra içlerinden minik beyaz atlarla süslü siyah pamuklu kumaşı seçtim. 1,5 metre çift en. Kendime ev pantolonu dikmek için almıştım bir zamanlar.
Serdim yere kuruduktan sonra, bir süre bakıştık. Ardından uzun süredir yapmak istediğim, her yerde araştırıp bulamadığım, hatta Eylem' e de yapmayı biliyor mu diye sorduğum zarf pantolonlardan yapmaya karar verdim. Düşündüm, düşündüm, düşündüm, baktım ki vazgeçmek üzereyim hemen aldım elime makası. En kötü ihtimalle kumaş atılır deyip kestim gitti. Tamamen mantık yürüterek, kalıpsız ve plansız (babamla taban tabana zıt bir yöntemle) başladım yapmaya. Tüm bunlar Pazartesi günü oldu.
Kestim biçtim, evirdim, çevirdim, teğelledim, diktim söktüm, diktim söktüm bu hale getirdim işte :) Kuşağı için de kumaşım yetmeyince siyah parça kumaştan yardım aldım. Dün akşam itibariyle paçalarını da sarhoş bacağı ile :) yapıp bitirdim. Anlaşılır fotoğraflar çekmeye çalıştım ama kumaş siyah olduğu için çok emin değilim netlikten. Eğer yapmak isterseniz daha detaylı da anlatırım. Yakından bakıldığında dikişlerde bazı minik hatalar görünüyor ama elde makine dikişi sonuçta. Makine ile dikilseydi bir günde biterdi zaten. Ben yine de beğendim ve kendimce o kıymetli makineyi hakettim bu çalışma ile :) En kısa zamanda gidip makineme kavuşacağım.
Şaka zannettim önce, çünkü hiç bahsetmemiştim anneme makine planlarımdan. İşe yaramaz mı dedim, hem de ne yaramak :) Ama babam bunu biliyor mu? Biliyormuş :)) Neden sordum bu soruyu merak edin :)
Yalnız küçük bir ayrıntı, annemle aramızda ortalama 250 km filan var. Makineyi gidip almak lazım, olsun. Sevindim çokça çünkü bu makine her şeyi yapabiliyor(nakış, ilik vs), iş bana kaldı yani. Ben ne yaparsam onu yapacak artık.
Bizim evde dikiş makinesini genelde babam kullanırdı dersem şaşırır mısınız? :) Babam elektrik mühendisidir. İTÜ den mezun olmuş, pek de gurur duyar okulu ile ve rozetini de hala taşır ceketlerinde. Babam öğrencilik yıllarında okul harçlığını çıkarmak için bir terzinin yanında çalışmış bir kaç yıl. Tabi o zamanlar, konfeksiyon bu boyutlarda gelişmiş olmadığından terzilerin altın çağı. Günümüzdeki gibi sadece paça yapıp, elbise daraltmıyorlar. O yüzden her şeyi dikmeyi bilirdi babam ve aynı zamanda bir mühendis olduğu için inanılmaz da titiz çalışırdı, milimetrik adeta. Bir de yine bu titizlik yüzünden ne dikerse diksin, ihtiyacı olsun olmasın beni dikerdi başına. Tut bakalım, teğel yap, çizgiye dikkat et, bunu sök, iğneye iplik geçir, at, tut, bırak, onu ver, bunu al... Bir nevi asistan. Bazen sıkılır daralırdım babam dikiş dikerken asker olmaktan... Bir dakika geliyorum deyip kaçardım, ama daha bir dakika geçmeden seslenirdi yine bana :) Efendim baba diye koşardım ve yine beklemeye başlardım. (Sadece çok ödevim var dediğimde azad ederdi beni :))
Yani öyle ya da böyle dikiş ile ilgili bildiğim ufak tefek her şeyi babamdan öğrendim. Teğel, parşomen, sabun, tela...
Ama dikiş dikmeme hiç izin vermedi o makinede. Muhtemelen gözlerinde hiç büyümediğimiz için kendime zarar vereceğimden korkmuştur, hep sonra deyip geçiştirdi beni. Zaten makine de döküm ayaklı eski ağır bir Singer' di ilk başlarda, ben de korkak ve uslu bir çocuktum, söz dinlerdim. Sonrasında o makine yenilendi ve yine Singer' in her şeyi yapabilen motorlu mobilyalı bir modeli geldi. En son da o makine Singer' e gitti, çantalı, portatif bir makine olarak geri döndü. Yani makine emektar ve efsanevi benim için ve benim olacak, düşünün coşkumu :))
İşte bu coşku ile kumaşları bir yıkadım önce. Çeker filan... Sonra içlerinden minik beyaz atlarla süslü siyah pamuklu kumaşı seçtim. 1,5 metre çift en. Kendime ev pantolonu dikmek için almıştım bir zamanlar.
Serdim yere kuruduktan sonra, bir süre bakıştık. Ardından uzun süredir yapmak istediğim, her yerde araştırıp bulamadığım, hatta Eylem' e de yapmayı biliyor mu diye sorduğum zarf pantolonlardan yapmaya karar verdim. Düşündüm, düşündüm, düşündüm, baktım ki vazgeçmek üzereyim hemen aldım elime makası. En kötü ihtimalle kumaş atılır deyip kestim gitti. Tamamen mantık yürüterek, kalıpsız ve plansız (babamla taban tabana zıt bir yöntemle) başladım yapmaya. Tüm bunlar Pazartesi günü oldu.
Kestim biçtim, evirdim, çevirdim, teğelledim, diktim söktüm, diktim söktüm bu hale getirdim işte :) Kuşağı için de kumaşım yetmeyince siyah parça kumaştan yardım aldım. Dün akşam itibariyle paçalarını da sarhoş bacağı ile :) yapıp bitirdim. Anlaşılır fotoğraflar çekmeye çalıştım ama kumaş siyah olduğu için çok emin değilim netlikten. Eğer yapmak isterseniz daha detaylı da anlatırım. Yakından bakıldığında dikişlerde bazı minik hatalar görünüyor ama elde makine dikişi sonuçta. Makine ile dikilseydi bir günde biterdi zaten. Ben yine de beğendim ve kendimce o kıymetli makineyi hakettim bu çalışma ile :) En kısa zamanda gidip makineme kavuşacağım.
:) bi solukta okuyuverdim ne güzel yazmışsın düşüncelerini :) derler ki kul sıkışmayınca halik yetişmezmiş ne içten istemişsin ki annen bile bilmediği halde karşına cıkıvermiş istediğin Allah hep gönlüne göre versin inşAllah..babana da sonsuz saygılarımı iletiver 6 yıl dikiş overlok,ilik,düğme makinaları ile içiçe olan biri olarak sonsuz saygım vardır bu işle uğraşanlara...hayırlı uğurlu olsun..ayrıca pantolon gayet hoş olmuş ellerine sağlık canım ...
YanıtlaSilTez makineye kavuşula ...:)
YanıtlaSildikiş dikme yetisinin darısı Ben'im başıma...:)
ne güzel hem pantolonun hemmakinaya kavuşmuş olman...o makinayla harikalar yaratacağından eminim.ellerine sağlık.darısı başıma.8annem makinasını bana bıraktı ama ne zaman teslim alacağım bilmiyorum nasılsa o var diye almadım da elde dikişle idare edip duruyoruz işte:)
YanıtlaSilHarika bir yazı. Pantolonun da bir o kadar.
YanıtlaSilGülegüle giy :))
Babanızın yanında o gördükleriniz sizene kadar tecrübe katmıştır,inanın sonradan hep farkedeceksiniz.Anneminde singeri vardı,bende pata küte otur bir şeyler denerdim küçükken.Evime makine alınca hiç yabancılık çekmedim.Çarşaf,yastık gibi basit şeyler dikerim.Terzilikte pek usta değilim ama bu kadarıda idare ediyor beni.
YanıtlaSilDikişi hep daha yorucu gördüğümden,aslında fazla yanaşmıyorum.Pratik olarak yaptığınız pantolon güzel olmuş.Elinize sağlık.Hoşca kalın.
Not: Bu yazı karakterini okumakta zorlanıyorum. Yaşlanıyor muyum ne! :)
YanıtlaSilBen hem yazdıklarına ki çok içten buldum. Hemde kumaşın şirinliğine bayıldım. ellerine saglık :)
YanıtlaSilProje Çantası, o zaman bende yaşlanıyorum, çünkü okumakta zorlanıyorum cidden :)
İNANMIYORUUUM!! yapmışsınız sonunda ve HARİKA olmuuuş:)!! hatta öyle bi kelime var mı bilmiyorum ama harika ötesi olmuş!! güle güle giyin üstelik yaptığınız makineyle dikilmiş her türlü şeyden daha değerli ne kadar uğraşmışsınız ne kadar zevkle yapmışsınız ve ne kadar heyecanla anlatmışsınız okurken kendi kendime sırıtıp durdum:) ellerinize sağlık çok çok çok güzel olmuş çooook:)
YanıtlaSilkumaşa bayıldım, nerden almıştın, bilindik bir yer mi?Bursa kumaş gibi.Pantalonu çok beğendim, güle güle giy.Dikiş makinasını kargoya mı verseler acaba, Umarım biran önce kavuşursun:))))
YanıtlaSilDikiş makinenize kavuştuktan sonra ortaya çıkacak eserleri bizlerle paylaşmanız dileğiyle ;)
YanıtlaSilwww.modaplan.blogspot.com
kumaşın ve modelin yazdıkların öyle güzel ki iyi günlerde kulln ve giyin rengin:))
YanıtlaSilmavi
Harika olmuş, iyi günlerde giy. Ben senin yerinde olsaydım o makinayı eve hiç almazdım böylesi titiz güzel dikiş diken bir babam olursa,tegelleyip gönderirdim :)))
YanıtlaSilÇok güzel olmuş ellerinize sağlık. Güle güle sağlıkla giyinin. Bende de sizin makina hikayenize benzer bir hikaye var. Bende ha aldım ha alıyorum derken hep erteledim. Bu yıl da bloğu açınca e artık şart oldu tabii makina almak. O arada da annem kolunu kırdı şehir dışındaki kardeşimde yardıma geldi bize. Konuşurken filan abla ben kullanmıyorum, dikiş makinamı sana göndereyim. Ben daha komplike bişey alacağım demez mi. Aaaaa ne sevindim ne sevindim. Şimdi oğlum da teyzesiyle şehir dışına teyzesine gitti. Ağustosun onundan sonra gelecek ve makinamı getirecek. He he bende heyecanla onları bekliyorum. Ama ben çok iyi bilmiyorum. Belki bir kursa filan gitmem gerekecek. Kendimce dikebiliyorum ama öyle parşömen patron matron kumaş kesemiyorum yani.
YanıtlaSilHobihuzur, çok teşekkürler, hem yazımı hem de pantolonumu beğendiğin için; sohbet eder gibi yazdım gitti işte Anneler ve kızları arasında olur ya böyle karşılıklı hisler; sen dardayken annen hisseder bir şekilde uzakta da olsa. Annem bilmiş işte istediğimi. Babam da sağolsun bir hobi gibi yıllarca uğraştı dikiş ile hafta sonları tabi ki iş dışı zamanlarında. Bana çok giysi dikmişlerdir annemle. Sen bu sektörde mi çalışıyordun nasıl tanıyorsun bütün bu makineleri.
YanıtlaSilSedo kız haklısın tez vakitte makineye kavuşmak için ne lazımsa yapıla
Alanaycım, makinem gelir gelmez çalışmalara başlarım sanırım. Neler yaparım bilmem ama, uğraşırım en azından. Sen de bir an önce kavuş inşallah makinene. Anneler sağolsun
Proje çantası çook teşekkürler, sevindim beğenmene Bu arada yazımdaki karakter mi okuyamadığın yoksa yorumlardaki mi? Hemen değiştirebilirim. Daha yuvarlak hatları olan yazıları mı tercih edersiniz?
Sibel Tunay hoş geldiniz Babam kadar başarılı olmayı çok isterim ama bilemem tabi, kumaş, dikiş işleri biraz riskli, kesmek var işin ucunda, dönüşü yok gibi sanki. Kestin mi bitti. Ya oldu ya olmadı. Bakalım neler olacak, çok teşekkürler, sağolun.
Aslı’ cım teşekkürler, yazı karakteri konusunda beni yönlendirin. Nasıl isterseniz düzeltelim el birliği ile. Sonuçta okuyan sizlersiniz
Eylem’ cim çok teşekkürler, dikiş konusunda senin kadar yaratıcı ve yetenekli değilim ama ilk denememde bunun altından kalkmak hoşuma gitti açıkçası. Çok teşekkür ederim güzel yorumların için.
Noblesse tam isabet, evet Bursa Ucuz Kumaş Pazarı diye bir yer ama Antalya’ da. Yani şubeleri var mıdır memleket genelinde bilmiyorum. Kargo konusunu ben de düşündüm ama cesaret edemedim. Ne olmaz ne olmaz, ayrıca çok da pahalı tutar sanki, ağırca bir makine ya
B.Erdgn, çok teşekkürler, hele makinem gelsin de bakalım neler yapabileceğim.
Mavicim, sağolasın canım benim.
Sevgili Fiamma, senin beğenmen özellikle önemli Aslında son derece haklısın, teğelle gönder baba bitirsin, hem dikiş dikmenin keyfini çıkarsın hem de o bitirmiş olsun, mutlu olsun diyeceğim ama öte yandan benim babada o titizlik varken o iş biter mi bana geri döner mi, yoksa en baştan yeniden mi şekillenir bitmesi bir ay mı sürer bilinmez
Dilek Hanımcım size de çok teşekkürler, demek sizin de bir makineniz olacak benim gibi miras yolu ile Muhtemelen siz benden önce kavuşacaksınız benim bu ara seyahat etmem biraz zor gözüküyor. Aslında ben de daha önce hiç oturmadım makine başına ama çok zor olmasa gerek diyorum. Ne de olsa amatörüz, ceket kaban filan dikmeyi planlamıyorum ben. Gerekirse kısa dönem bir kursa giderim ben de halk eğitim filan.
SON SÖZ :) Yaptığım, yapacaklarımın teminatıDIR :)
Çok güldüm yorumuna:)) Benim beğenmem neden önemli öncelikle çok mu muşkülpesent görünüyorum buradan yoksa:)) Güldüğüm konuya gelince bak konfeksiyon gibi çalışacaksın yazın kışlık kışın yazlık üretip babana göndereceksin o zaman tam zamanında elinde olur:))
YanıtlaSilYorumlardaki yazı karakterini okumak zor geliyor. Çok severim elyazısına benzeyenleri ama burada gözlerim karıştırıyor, ondan.
YanıtlaSilSağolasın.
Hiç alakası yok Fiammacım yani müşkülpesentlikle alakası yok :)) Sen buradaki üstadlardan olduğun için beğenin önemli benim için.
YanıtlaSilSevgili Proje çantası değiştirdim gitti :))
en kısa zamanda makinana kavuşmanı dilerim canım, dikiş makinası olmadan bile bu denli güzel bir çalışma ortaya çıkarmışsın ya bravo ellerine sağlık güzelim =)
YanıtlaSilO kadar çok sevindim ki.. Senin elde yaptığın dikişler benim de canımı yakıyordu. Hele de "parmaklarım çok acıdı" dediğinde kendimi çok kötü hissetmiştim. İçime nasıl su serpildi anlatamam. İnşallah bir an önce getirir ve o harika dikişlerini çok daha seri yaparsın. Tabii bir de yaptıklarlını izlemenin keyfini yaşarız. Zarf pantolonun ise mükemmel görünüyor. Ellerin dert görmesin.
YanıtlaSilbu meslek böyledir ,bir kere başarmaya gör devamını hep ister insan bence baban bu yuzden oturmanı istemiyordur o zamanlar makinanın başına .ne kadar da güzel olmuş güzel günlerde giy,kaılpsız ,makinasız tebrik ediyorum ,
YanıtlaSilMelika, çok teşekkür ederim. Sizler beğendikçe ben mutlu oluyor ve daha da hevesleniyorum :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Gülsüm ablacım.
Sevgili Dikiş Dersi, belki de söylediğiniz gibi babam beni dikişten korumak istemiştir :)Bu arada sizden öğrenecek çoook şeyim var. Ben henüz adeta emekliyorum, yapmak istediğim o kadar çok şey var ki. Teşekkür ederim yorumlarınız için.
çok güzel olmuş ellerinize sağlık:)
YanıtlaSilsımsıcak,çok içten yazınızı yutar gibi okudum.babanız ve anneniz ne güzel insanlar allah uzunnnnnnn ve sağlıklı ömürler versin.pantolonunu da iyi günler de giy.sevgiler
YanıtlaSilEcerce çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilAksungur46, size de çok teşekkür ederim. Evet Allah anne ve babalarımıza aslında tüm sevdiklerimize uzun, sağlıklı ömürler versin. Çok teşekkür ederim ziyaretiniz için. :)
öncelikle merhabalar bloğunuza rastlantı eseri şöyle bir gezinirken rastladım.samimi anlatışınız gerçekten çok hoş.Bende bir amatör blog yazarı olarak neden bu kadar uzun yazamadığımı sorguladım.Babanızın dıkıs dikmesi konusunda bir hatıram canlandı benimde arkadaşımın babası sı-izin babanız gibi dikerdi ama neler artık arkadaşım giymeye yetiştiremezdi o zamanlar şimdiki penyeler de yoktu nasıl imrenirdim giydiklerine bizde kendi çapımızda dikmeye çalışırdık ama nerde ona yetişemezdik neyse öyle işte güle güle giyinin
YanıtlaSilMerhabalar,profilinizde mail adresinizi göremedim. Sorunuzu burada yanıtlayayım dedim :)
YanıtlaSilBen kavanozları akşamdan bulaşık makinesinde en yüksek ısıda yıkıyorum ve makineyi hiç açmıyorum,kapaklarını ise büyük bir tencerede kaynatıyorum kullanıncaya kadar onları da ellemiyorum yani tencerenin kapağını açmıyorum. Hepsi bu :) Şimdiden kolay gelsin size. Sevgiler...
Bendençeşitlemeler, hoşgeldiniz, çok teşekkür ederim samimi paylaşımınız için, blogunuzu da çok sevdim :)
YanıtlaSilSevgili Colette, çok teşekkürler tekrar.
bizde geldik..süper bilgiler..sevgiler
YanıtlaSilhttp://coco-jelly.blogspot.com/
Hoşgeldiniz :)
YanıtlaSilben anneme yapmadık yalakalık bırakmadım ama dikiş makinasını bırak, günahını bile vermez insana :)
YanıtlaSilcankız, ben de senin annene ANNE diyebilir miyim? :))
sevgiyle öpüyorum seni marifetli arkadaşım...
:) Figen ablacım, tabi ki diyebilirsin. Dikiş makinesini de paylaşabiliriz :)) Teşekkürler desteğin için, öpüyorum :))
YanıtlaSilbilgiler harika, bende yakinda dikis kursuna katilmak istiyorum bakalim....
YanıtlaSilhttp://maffionista.blogspot.com/
Teşekkürler Evrim, hoşgeldin. Ben fazlasıyla amatörüm aslında kursa gitmeyi ben de çok istiyorum.
YanıtlaSilmerhaba öncelikle meslektaşımı bloklar içinde bulmak beni ayrıca mutlu etti bende şu an kendi isteğimle çalışmayan bir anneyim yaptığınız dikiş o kadar güzel olmuşki ellerinize ve emeğinize sağlık sevgiler:)
YanıtlaSilHoşgeldiniz Şule Hanım :) Aslında kalabalığız ama nerelerdeyiz bilmiyorum ki sizin dışınızda yok blogger meslekdaşım. Ben de sizin blogunuzu dolaştım ve çok sevdim. Teşekkür ederim :))
YanıtlaSilçok güzel olmuş, ellerinize sağlık =) keyifle, güzel günlerde kullanın =)
YanıtlaSilHoşgeldin Nes. Çok teşekkür ederim :)
YanıtlaSilBende dkiş makinası almadan dikiş makinasız dikiş yaptım:) kesinlikle el oyalayıcı ve zor. Umarım en yakın zamanda makinana kavuşursun. Bende tabiki...
YanıtlaSilSevgili Berenimo, Blog dünyasına da benim bloguma da hoşgeldiniz :)
YanıtlaSilBende elbisemin altını kesip kısaltmam gerekiyor galiba bende makine elde etmek için gözlerine girmeliyim yoksa çıkmaz ayın çarşambası alınacak.:) Hadi hayırlısı.:))) çalışman harika olmuş.;)
YanıtlaSil