Sevgili Esra söylemişti aslında, 6 ay dolsun bak sen o zaman gör nasıl değişiyor aranızdaki ilişki, bak o zaman nasıl sevdiriyor kendini diye, ama ben hayal edememişim; o zamanlar başım zaten bulutlarda olduğundan daha mutlu olunamaz zannetmişim. Son bir kaç haftadır sanki sihirli bir değnek dokunmuş gibi Lara' ya. Nasıl anlatsam bilmem ki..
Tahmin edebilirsiniz aslında ama; yine de anlatmayı deneyeceğim. Öncesinde besleyip, uyutup, yıkayıp temizleyip, öpüp kokladığınız can evet canınız ciğeriniz ama gülümsemesi de size bakması da düz, tanımıyor sanki, görmeden bakıyor evet çok seviyorsunuz ama o size hiç reaksiyon vermiyor...
Şimdi, altı aydan sonra sanki göbek bağımız yeniden bağlandı, gözleri sürekli üstümde, elleri de mümkünse, olmadı ayakları illa ki bir temas, mümkünse hep aynı odada olunacak, çıkacaksam da sesimi duymaya devam edecek ki fazla uzaklaşmayayım aman... Altını temizlediğimde, mamasını yerken filan sürekli bana bakacak, dik dik, derin derin, genellikle ve sadece bana gülecek, benimle gülecek, mama tabağını elimde gördüğünde sevinç çığlıkları atacak, çırpınacak, beni gördüğünde keza delice heyecanlanacak... Sürekli bir çift kocaman göz üstümde, sürekli bir oyun ve cilve hali, kikirdemeler, kahkahalar, dudak bükmeler, neredeyse coşkuyla alkışlamalar, uykulu mahmur bakışlar, uyanmış cingöz haller... Küçük çığlıklar ona bakmam için ve eğer işe yaramazsa kademeli olarak yükselen çığlıklar ta ki bakana dek, sonrasında elindeki oyuncağa dönüş, bağırıp çağıran o değil de başkası sanki...
Şimdi, altı aydan sonra sanki göbek bağımız yeniden bağlandı, gözleri sürekli üstümde, elleri de mümkünse, olmadı ayakları illa ki bir temas, mümkünse hep aynı odada olunacak, çıkacaksam da sesimi duymaya devam edecek ki fazla uzaklaşmayayım aman... Altını temizlediğimde, mamasını yerken filan sürekli bana bakacak, dik dik, derin derin, genellikle ve sadece bana gülecek, benimle gülecek, mama tabağını elimde gördüğünde sevinç çığlıkları atacak, çırpınacak, beni gördüğünde keza delice heyecanlanacak... Sürekli bir çift kocaman göz üstümde, sürekli bir oyun ve cilve hali, kikirdemeler, kahkahalar, dudak bükmeler, neredeyse coşkuyla alkışlamalar, uykulu mahmur bakışlar, uyanmış cingöz haller... Küçük çığlıklar ona bakmam için ve eğer işe yaramazsa kademeli olarak yükselen çığlıklar ta ki bakana dek, sonrasında elindeki oyuncağa dönüş, bağırıp çağıran o değil de başkası sanki...
Geçen hafta teyzesi geldi kızımın. Teyzesi ile geçirdiğimiz kısacık bir haftada kızım desteksiz oturmayı, "tel sarma"yı oyunbaz bakışmaları ve kitap kurcalamayı öğrendi... Ayrıca henüz harekete geçip yol alamadığı için de her şeyi kendine çağırmayı... Eller bir heyecanlı, bir çalışkan sormayın gitsin, sürekli ya sarmakta ya gel demekte ya da koltuğu kedi misali tırnaklayıp ses çıkarmakta... Hatta en son dün armut yedirmeye çalışırken; sanırım hızımdan hoşlanmayıp kaptı kaşığı ve kesinlikle bırakmadı, elindeyken doldurdum tekrar ağzına götürmesi için. Yine bugün pek kıymetli emziğini benimle paylaşmak isteyip ağzıma doğru uzatması da becerikli ellerinin marifeti...
Ya o dile ne demeli, zaten sürekli bir hareket vardı da şimdilerde tükürükler saçarak dudaklara sürtünüp sürtünüp kıvrılarak çıkardığı seslere... O sırada savrulan tükürüklerden tedirgin kıpır kıpır açılıp kapanan göz kapaklarına... Fü fü fü ve bö bö bö favori sesler bir de tiz çığlıklar, uzuuun bir "aaa" sonunda gelen kısacık "gu" lar. Yaptıklarını yapabildiklerini hayretler içinde izliyorum.
Henüz diş yok ama sanırım yakın çünkü sebepsiz sıkıntılar ve kaprisler de yaşıyoruz kimi zaman, yani bizce sebepsiz ama ona sormalı yaşadığı sıkıntıyı.
Babası ve benim dışımda biri çok yakınına direk yaklaştığı anda yaşadığı gerilim, korku ve telaş, direk gözlerinin kızarması ve dolması, eğer bizden bir tepki alamazsa bu kez gözlerini kapatıp içli içli ağlamaya başlaması beni de mahvediyor. Alışacak biliyorum, bu durum da bir gelişme göstergesi, hafızası oluşuyor, bizim farkımızda ve diğerlerinin. Seçiyor etrafını...
O kadar dip dibeyiz ve temas halindeyiz ki uyanık olduğu her an yanyana kucak kucağa oturur vaziyette olduğumuzdan ne el işi, ne hobi, ne kitap, ne film bu ara bana, (hobili anne blogu olacakmış, gülerim kendime)... Varsa yoksa oyun, yemek, içmek, muhabbet. Hoş ben ne diyorum, o ne anlıyor, o ne diyor, ben ne anlıyorum tartışılır ama iletişim çabamız takdire şayan :)
Eğer açsa, yemek zamanıysa mama sandalyesinde oturuyor tamam ama ben iş kotaracağım diye onu bıraktıysam sandalyede en çok beş dakika sonra başlıyor seslenmeye, yerde yüzüstü bırak da git bakalım mümkünse bir yere, Allah' tan açık mutfak evimiz ama dedim ya mesafeye tahammülü yok diye. Sırtıma bağlayıp yemek yapacağım günler de yakın mıdır diye düşünmedim değil geçen gün.
Şimdi içinizden fazla mı şımartıyor acaba diyenler de olacaktır belki ama yüzüme söylemeyin diye baştan yazıyorum, ben böyle mutluyum. Varsın şimdi böyle olsun bol bol kucaklaşalım, öpmeme bile izin vermeyeceği günler olur da pişman olurum sonra fırsatım varken tadını çıkarmadım diye.
Henüz diş yok ama sanırım yakın çünkü sebepsiz sıkıntılar ve kaprisler de yaşıyoruz kimi zaman, yani bizce sebepsiz ama ona sormalı yaşadığı sıkıntıyı.
Babası ve benim dışımda biri çok yakınına direk yaklaştığı anda yaşadığı gerilim, korku ve telaş, direk gözlerinin kızarması ve dolması, eğer bizden bir tepki alamazsa bu kez gözlerini kapatıp içli içli ağlamaya başlaması beni de mahvediyor. Alışacak biliyorum, bu durum da bir gelişme göstergesi, hafızası oluşuyor, bizim farkımızda ve diğerlerinin. Seçiyor etrafını...
O kadar dip dibeyiz ve temas halindeyiz ki uyanık olduğu her an yanyana kucak kucağa oturur vaziyette olduğumuzdan ne el işi, ne hobi, ne kitap, ne film bu ara bana, (hobili anne blogu olacakmış, gülerim kendime)... Varsa yoksa oyun, yemek, içmek, muhabbet. Hoş ben ne diyorum, o ne anlıyor, o ne diyor, ben ne anlıyorum tartışılır ama iletişim çabamız takdire şayan :)
Eğer açsa, yemek zamanıysa mama sandalyesinde oturuyor tamam ama ben iş kotaracağım diye onu bıraktıysam sandalyede en çok beş dakika sonra başlıyor seslenmeye, yerde yüzüstü bırak da git bakalım mümkünse bir yere, Allah' tan açık mutfak evimiz ama dedim ya mesafeye tahammülü yok diye. Sırtıma bağlayıp yemek yapacağım günler de yakın mıdır diye düşünmedim değil geçen gün.
Şimdi içinizden fazla mı şımartıyor acaba diyenler de olacaktır belki ama yüzüme söylemeyin diye baştan yazıyorum, ben böyle mutluyum. Varsın şimdi böyle olsun bol bol kucaklaşalım, öpmeme bile izin vermeyeceği günler olur da pişman olurum sonra fırsatım varken tadını çıkarmadım diye.
En güzel zamanları tadını çıkarın hatta birde sling alın tunikodan bağlayın sırtınıza... öperim, koklarım güzel yanaklarını Lara'nın:))
YanıtlaSilÇok teşekkürler Saliha Hanımcım, Hülya Hanımdan ergo almıştık acil durumlarda onunla idare ediyoruz bakalım :)
SilCanım Lara'm benim, ellerinin marifetini annenden almışsın zannederim, ayrıca o ne güzel bir gülüştür ya Rabbim!
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsın yine, o keyifli anlarınız artarak devam etsin inşallah Ülkercim. Biliyorsun ben fazla samimi olmaya hiç karşı değilim, bizimkiyle 9 ay boyunca ayrılmadık bi dakika, iki arabası vardı, biri hep evdeydi, ona koyar mutfakta yanıma alırdım, o beni istiyordu sürekli ama asıl ben ona deli gibi bağımlıydım. Şimdilerde gelip yanağını yanağıma yapıştırarak sarılıp 'annecim seni çok seviyorum' diyor, demek istediğim zorluklarıyla birlikte yaşattıkları mutluluklar da artarak devam ediyor. Konuşmaya bir başlasın, insan duyduklarıyla bir buluttan diğer bulutun üstüne zıplıyor.
İştahı ve yeme isteği daim olsun dilerim, onun o pofuduk elleriyle kaşığı tutuşunu da yerim, yerim!
Esra' cım, çok teşekkür ederim. Bence de koklayabildiğim kadar koklamak en güzeli zaten, şu mama sandalyesini yemek dışında da kullanabilsek pek rahat olacak aslında ama yok biz ancak kucak kucağa çalışabiliyoruz mutfakta :)) O günleri inşallah biz de görücez, hayali bile güzel :)) Öperim Canbo' yu.
SilÇok haklısın şımartmakta, bence de tadını çıkarın bu günlerin, büyüdükçe kucağa sığmaz oluyorlar :) Ben de hep kucakladım, öptüm, sevdim çok çocuklarımı, hep onları ne çok sevdiğimi söyledim, söylüyorum...
YanıtlaSilHiç prim vermedim kucağa alıştırma diyenlere :)) Alıştılar da ne oldu hem, el bebek gül bebek, hepsi bir süre zaten, kısacık bir süre, göz açıp kapayana kadar geçiyor zaman, keyfini sür Ülkercim, doyasıya...
Çok sağol Esen' cim :) Benim gibi düşünenler çoğunlukta sanırım süper keyiflendim :))
SilEn eğlenceli zamanlara ufak bir giriş yapmışsın diyelim:))
YanıtlaSilDaha önce de yazmıştım sanırım, benim için bebekliğin ilk ayları en sıkıcı dönemdi. (evet, bebekler güzeldir, miniktir, sevimlidir, hele de insanın kendi bebeği vs. Ama bu benim açımdan gerçekleri değiştirmedi.)
Şimdi sizin yeni yeni başlamış ama bundan sonrası çok daha hızlanacak ve çok daha keyif alacaksın. Diş çıkarma faslı da bitsin, ondan sonra:)
İyi eğlenceler Ülker`cim:)
Semi' cim, hatırlıyorum ben bunu söylediğini evet, ama ben fazlaca sevgi kelebeğiyim Lara' yı kucağıma aldığımdan beri, hoş sinirlenmem de seri yani bom diye farlıyorum, fıss diye sönüyorum neyse, konumuz bu değil :)
SilÇok teşekkür ederim, bakalım bizim de sizinkiler gibi maceralarımız olacak mı? Birlikte cevizler kırıp kağıtlar kesecek miyiz en azından :)) Şu diş çıkarma faslı da korku filmi fragmanı gibi ara ara gösteriyor kendini ama hayırlısı diyelim...
Bakarsın çok kolay atlatırsınız, belli mi olur...
Silİnşallah :)
SilCanım yaaa, ne güzel anlatmışsın...Resmen o anları yaşadım okurken, en keyifli zamanlardı şimdi daha iyi anlıyor insan. Tek dünyası sen ve babası bir de en yakın aile...Tel sarmalar...
YanıtlaSilYa insan böyle hatırlayınca ikinciyi istiyor ama akşam Berk illa ki vazgeçiriyor :)))
4. ve 6. aylar benim heyecanla beklediğim aylardı ek gıda....Maşallah Lara'ma diyeyim bu arada. O tel saran eller pilava dalacak ve sana tek tek pirinç tanesi yedirecek ,pilav olmasa da illa başka birşey yedirecek ve biliyorum o gün ağlayacaksın aman da aman diye, Lara da bu hareket seni ağlatıyor diye bir daha bir daha deneyecek :P
Nil' im bakalım bizimki Berk' in yaşına geldiğinde ben bugünleri nasıl hatırlayacam? En zor zamanları şimdi sanırım benliğini buluyor kolay mı?
SilBizimki dün o kadar şeker bir şekilde gel işareti yaptı ki iki eliyle birden ağladım zaten ben :)o da sabahtan beri gel yapmakta elini çevire çevire dediğin gibi...
Şekerim dünyanın en güzel şeyi bu. Tadını çıkar. Zaten büyüdükleri zaman bu hazzı yaşatmıyorlar. Kolaylıklar diliyorum. Ve deeeee sağlıklı günler. Öpüyorum her ikinizide sevgiyle.
YanıtlaSilTeşekkürler Dilek' cim. Biz de öperiz :)
SilNice güzel 6 ayları olsun Lara'nın.
YanıtlaSilKızım henüz yeni doğmuştu "kırk günlük olsa hemen" diyordum, 50 günlük oldu "bir 6. ayına gelse" diyordum, adım atsa, yaşını kutlasak derken hemen hemen 18 aylık şuan. Ve bir daha hiç 6 aylık olmayacak! Demem o ki hiç de abartmıyorsunuz, şımartmıyorsunuz. Doya doya sevin, öpüp koklayın.
Çok teşekkür ederim Ada' nın annesi, haklısınız zaman o kadar hızlı geçiyor ki... Size de Ada ile keyifli günler :)
Silçok güzel anlatmışsınız ..
YanıtlaSildaha nice altı aylarınız olsun.
sevgiler
satış butiğim açıldı bu arada ziyaret etmek isterseniz:
chfashiontrendbutik@blogspot.com
Çok teşekkürler, hayırlı satışlar olsun inşallah, bol kazançlar :)
SilÜlkerim direkt yüzüne diyeceğim. Evet çok şımartıyorsun.
YanıtlaSilİyi de bu kuzu senin canın var mı ötesi. Onu sen şımartmayacaksın da kim şımartacak? bir daha böyle küçük olacak mı hiç Lara? Bu anların hiç birinin tekrarı yok canım. Tadını çıkarın sonuna kadar.
Benim doğurasım geldi o ayrı konu :)
Bu arada bloğunun fonu mu değişmiş bana mı öyle geldi? Bir ay aradan sonra hafıza kaybına uğradım resmen.
Öpüyorum sizleri koccaman.
Evet Nilhan' cım dün gece (çok lazımmış demek ki bu değişiklik bana) ikide yattım bunun için :) Becerebilseydim çok şık bir şey olacaktı amma velakin beceremedim sonra da uykum geldi uğraşamadım, kuzuyu uyurken öptüm öptüm yattım :) Ece 'nin kardeşi olsun sen de tekrar tadını çıkarırsın :))
SilÜlkerim ne deniyor bilmiyorum ama ben bu fotoğrafa bayıldım, öldüm bittim eridim.
YanıtlaSilçok çok çok güzel.rabbim sizi ayırmasın.
Nilhan' cım foto Hasret' den düzenleme de benden. Çoook teşekkür ederim çok çok çok :)
SilYazına yorum atacaktım lakin ikinizin fotosunu beni benden aldı,fotoya takıldım kaldım:))Bloguna o kadar yakışmış ki
YanıtlaSilAyla' cım çok sağol, uzun süredir istiyordum bu tarz bir fotoğraf ama yine de çok uzun düşündüm, uğraştım cumartesi gecesi. Çok sevindim beğenmene, Nilhan da sen de bu kadar beğenince daha da çok içime sindi :))
Silannnelik ölüm busesini dokundurana kadar sürecek zahmetli,engebeli ama bir o kadar da büyülü ve güzel bir yolculuk.duyguların tüm renklerini,tonlamalarını yaşaman mümkün.ilkler ise daima mucize gibi geliyor.ama ne yaşanırsa yaşansın anneliğin kendisi muhteşem.yolculuğun her daim keyifli geçsin canım.prensesimi kocaman öpüyorum.
YanıtlaSilDolunay' cım şiir gibi yazmışsın, çok teşekkür ederim, ben de öpüyorum seni (hala da arayamadım farkındayım ama arayacağım :)
Silamaaan şımart ya valla şimdi pek şımartmıyorlar güzel geçsin günleri laracıkın.
YanıtlaSil:)
bugünkü yazımda varsın.
YanıtlaSilizlenesi bloglar.
:)
Çok teşekkür ederim Deep, çok incesin :)
SilAh Ülker, nasılda Gülbilge'nin gelişmesini anlatır gibisin. Allah onları nazarlardan korusun. Biliyor musun, bebekler sevildikleri için şımarmazlar. Aksine sevgi onları özgüvenli yapar. Onları bizim tutarsız ve çelişkili davranışlarımız şımartıyor. Bir kere "Hayır " demişsek sözümüzden dönmemeliyiz. Ya da sözümüzü tutamayacaksak "Hayır" dememeliyiz. Gibi gibi... Uff.. yine çok bilmişlik yapıyorum galiba. Öptüm ikinizi de.
YanıtlaSilSevgili Gülsüm abla, sen hiç bir zaman çok bilmişlik yapmıyorsun, daha önce de söylemiştim ya sana yolumu aydınlatıyorsun sadece. Çok teşekkürler biz de öperiz :)
SilNe çabuk geçiyor zaman ? Haklısın CANIM.öP,KOKLA,SARIL...Bir se bakmışsın kocaman oluvermiş.Her çorap giydirdiğimde öptüğüm ayaklar şimdi 46 numara :))
YanıtlaSilTeşekkürler Tülin abla :)
Sil