Ne gündü ama..

Çünkü Lara kreşe gitmedi ve iki farklı doktora gittik maaile.

Bahsetmiştim ya kreşe başladığımızdan beri ne burnumuz temiz ne boğazımız diye. Kuru öksürük de salya sümük de temizlenmedi bir türlü. Bir orta kulak iltihabı, bir de bademcik enfeksiyonu nedeniyle 2 tur antibiyotik de kullandık bu kış. Öksürük ve burun akıntısının mevsim itibariyle kesileceği umuduyla Nisan ayı ortasına kadar bekleyip sonra doktor kontrolüne gitmeyi planlamıştık ama özellikle uyku arasında uzun süren öksürüklere daha fazla dayanamayıp randevu aldık bu sabah için yeni bir doktordan. Doktor maceralarımızı ve beklentilerimi daha önce anlatmıştım bir kaç kez. Böylece yeni bir maceraya yelken açtık bu sabah da.

Bu arada Lara' ya hiç bir şey söylemedik bir önceki gün. Her sabah yaptığı gibi uyanıp yanımıza geldi erkenden ve bugün tatil mi diye sordu? Evet tatil dedim ve o da her zaman yaptığının tersine (tatil dediğimde yaşasın hadi kalkalım bak güneş de doğdu zaten derken, okula gideceğiz dediğimde direk uykuya devam mooduna geçiyor) uykuya devam mooduna geçti. İçimden belki doktora gidiyoruz dediğimde de şaşırtır beni dedim ve ben de biraz daha uyudum. Uyandıktan sonra da hiç sorgulamadı, kahvaltı ettik, yine soru yok. Bekliyorum ki sorsun ben de anlatayım ne arıza çıkacaksa erkenden çıksın. Babayla sürekli birbirimizi kolluyoruz ne vakit söyleyelim diye. Kahvaltıdan sonra gidip giyindim ve beklediğim soru geldi:

"Annecim sen neden giyindin nereye gidiyoruz?"
 - Lara' cım kafeye gitmek istiyordun ya hani Elif' le Momo' yla.  İşte biz de Elif' le konuştuk buluşacağız kafede ama önce doktora gideceğiz. (Direk ağlamaklı mood, alt dudak 180 derece aşağı, ses titrek ve buğulu)
"Hayıııı doktora gitmeyelim kafeye gidelim annecim."
- Ama tatlım kurtulalım artık bu öksürükten burun akıntısından dimi?

Bu muhabbetin tamamını aktarmaya niyetim de gücüm de yok ama bol gözyaşı, bol ajitasyon, bir miktar pazarlık çabası, bol tiyatro ile doktora ulaştık. Yeni doktor, şehrin en gözde çocuk doktoru, kime sorsanız "ooo çok iyidir" yorumunu alıyorsunuz. Her aradığınızda saat kaç olursa olsun ulaşılıyor, kimselerin çözemediği sıkıntıları çözüyor, tanı teşhis tedavi süper. Hadi hayırlısı...

Doktordan çıkarken bende moral sıfır; çünkü adamı sevdik yaklaşımı güzel, samimi, iletişimi de süper ama kısaca dedi ki:

- Kreşe 36 aydan önce başlamayı önermiyorum çünkü bağışıklık sistemi tam donanımlı olamıyor (ama bizim dinamiklerimiz farklıydı be hocam, psikolojik olarak az irdelemedik konuyu);
- Kulaklar feci dolu, çok ciddi bir KBB problemi var (eyvahlar olsun)
- Geniz eti ciddi boyutlarda; bir KBB uzmanı kesin görsün, üstelik basınç testi tabir edilen az hırpalayıcı testi de yapsın. Hemen operasyon demem ama ikinci derece önemli; üçüncü derece hemen operasyon demektir (neee operasyon mu, genel anestezi filan, evlerden ırak) .
- Yine geniz eti için bu yaz bol bol denize batırın, en beklemediği anlarda aniden (tabi tabi çocuk denizi yeni sevmeye başladı, travmanın hasını yaşatalım, denizden de soğusun)
- Atopik dermatit ile de ilgili (sadece yanaklarda kaldı hafif, dönem dönem hortlar vaziyette) çok dikkatli olun sonuçta genç kız olacak ve iz kalmaması için yastık kılıflarını bile sabunsuz sabun tabir edilen ürünlerle yıkayın. Şampuan şu, nemlendirici bu, yüzüne ayrıca bi de bu ürünü alın.
- Burun spreyi (iki tane) ve antibiyotik değil ama bir takım balgam attırıcı ilaçlar ile 10 gün sonra da kontrole gelin.

Özetle sonuç bu.

Beni aldı mı bir hüzün, bir telaş, bir hebeleklik hali.. Neyse aldık ilaçları döndük eve. Kafeye gideceğiz söz verdim tamam ama bi kendimize gelelim.

Tabi ki ailemizin doktoru canım ablam arandı reçete gönderildi. KBB uzmanı için ne yapalım diye soruldu ve benim de daha önce hiç bir uzmanın çözemediği kulak kaşıntımı çözen doktordan akşamüstü için randevu alındı. Allahtan bu doktor o basınç testine ihtiyaç duymadan sorunu teşhis edebileceği ışığını yaktı da biraz rahatladım ama kafam bir dünya (evet ben biraz evham yoğun, devreleri çabuk yanan bir anne olabiliyorum belli bi şey)

Gittik kafeye çocuk gergin tabi, bir doktora daha gidilecek infosunu almış el mahkum; çikolatalı pasta rüşvetini de aldı ama ne oynayabiliyor adam gibi, ne oturabiliyor huzurla. Ben ona keza ne sohbet edebiliyorum  ne oradayım kafa olarak.

Gittik KBB uzmanına yine ağlayarak, çocuğun kafasında ne kadar delik varsa hepsine girdi çubuk kamerayla. Benim kucağımda ve sıkı markajımda Lara, ben bakamadım pek görüntülere ama baba gördü yakinen. Daha rahatlamış olarak çıktım bu kez doktordan çünkü dedi ki:

- Sol kulak evet kötü ama sağ kulak normale yakın. Geniz eti problemi evet var gibi görünüyor ama asıl önemli olan sinüzit. Sinüziti çözmeden geniz eti ile ilgili konuşmak yanlış olur. Çünkü olması gerekenden fazla sıvı toplandığı için geniz eti de normalinden daha iri görünüyor olabilir.
- Kafası çok terliyor, ağzı açık uyuyor ve burun akıntısı yeşil değil mi evet bariz sinüzit. Geceleri de daha çok öksürüyor normal.
- Bu ilaçları kullanın (ki onlar antibiyotik yine ve yine) 10 gün bu doz ve gelin kontrol edelim ama altı yedi gün içinde ciddi rahatlamış olacak uyku kalitesi artacak ve muhtemelen geniz eti de tolere edilebilir duruma gelecek.
- Rahat olun bir kere. Tedavi edilebilir bir durum, inşallah operasyona gerek kalmayacak. Ama söz vermek de istemem erken konuşmuş olurum.
- Eğer uyku kalitesini arttırırsak çocuk da rahatlayacak merak etmeyin.

Eee diğer reçetedeki ilaçlar ne olacak?

-Bence kullanmayın, önce şu sinüziti çözelim sonra bakarız. Takibini ben yapacaksam (ki o yapmalı neticede uzmanlığı bu) kullanmayın, gerek yok.

Bu durumda yeni ilaçlar alınarak eve dönüldü. İlk ilaçlar ile ilgili yapılan zaman tablosu (hastayım ben hasta)  kaldırıldı yeni ilaçlar için yapıldı; ailemizin doktorundan onay alındı ve ilk dozları içirilerek gün içinde heyecandan ve gerilimden perişan olmuş kızçe uykunun emin kollarına beş dakika içinde teslim edildi.

Şimdi yarın yeni çocuk doktoru aranıp durum anlatılsa mı, yoksa ne yapılmalı, ne yapsak ne etsek soruları; eski doktorumuzla devam mı etmeli düşüncesi (ki KBB uzmanı bizim eski doktor için pek pozitif yorumlar yaptı) amaan bilimum kafa karışıklığı işte.

Acaba süreç nasıl ilerler, inşallah geniz eti konusu bu şekilde çözülür, daha bilimum iç ses kalabalığı.
Allah beterinden saklasın, biliyorum bunlar ne ki diyeceksiniz de işte işin içinde çocuk olunca her seferinde diyorum ki Allahım ben hastalanayım onun yerine yaw...

Selametle,