Counter

29 Temmuz 2011 Cuma

Dikiş makinesiz dikiş :)

Paylaşmıştım ya sizinle... Hani demiştim ki; benim derdim dikiş dikmek aslında bunlarla oyalanıyorum. İşte bu hafta başında bir zamanlar bu hevesle  aldığım kumaşları çıkarıp bir baktım önce... Keşke dedim makineyi almış olsaydım da dikmeye başlasaydım. Sonra annem aradı ve dedi ki " Amaaan artık bizim evde dikiş dikilmiyor biliyorsun. Bu makineyi sana versem işine yarar mı ?" 


Şaka zannettim önce, çünkü hiç bahsetmemiştim anneme makine planlarımdan. İşe yaramaz mı dedim, hem de ne yaramak :) Ama babam bunu biliyor mu? Biliyormuş :)) Neden sordum bu soruyu merak edin :)  


Yalnız küçük bir ayrıntı, annemle aramızda ortalama 250 km filan var. Makineyi gidip almak lazım, olsun. Sevindim çokça çünkü bu makine her şeyi yapabiliyor(nakış, ilik vs), iş bana kaldı yani. Ben ne yaparsam onu yapacak artık. 

23 Temmuz 2011 Cumartesi

Bitki çaylarım için bir enteresanlık

Bu aralar tembelliğim üzerimde ya, şu Antalya sıcağında nefes almak için bile enerji gerekirken bir yanımda yarım litrelik devasa su bardağım, diğer yanımda kitaplarım, bilgisayarım; oturduğum yerden de sadece temel ihtiyaçlar için kalkar oldum. Değil ki çıkaracağım keçeleri, kumaşları, boncukları, kutuları, boyaları geçeceğim işlerin başına.... Ben nasıl şantiyecilik yapmışım bu çöl sıcaklarında gerçekten bilemiyorum, hatırlayamıyorum. İnce toz ve sıcağın mükemmel bileşimi....  


Yaz çocuğuyum güya ama ben sıcakları hiç sevmiyorum. Öyle ki günde 3 kez soğuk duş alıp, sıcak yemekleri hayatımdan çıkarıp, gün içinde panjurları bile açmadan eve hapsolmuş yaşıyorum. Çok sevdiğim balkonumuza bile sadece akşamları güneş etkisini yitirdikten sonra çıkabiliyorum. Klimasız nefes almak mümkün değil. Dua ediyorum ki Ekim bir an evvel gelsin, havalar azıcık serinlesin. Amma sızlandım değil mi? 

21 Temmuz 2011 Perşembe

İşte o çanta :)

Hani makrome ipleri ile ip fazlalığı yüzünden örülmeye niyet edilmiş çanta var ya işte o çanta daha önce fotoğraf çerçevesi yapmak maksadıyla alınmış bambu saplarla birleşerek tamamlandı ve "çanta" oldu :
 
Bu çantanın önü, kırmızı çizgili

17 Temmuz 2011 Pazar

Kuş yuvası yerini buldu...

Geçen haftalarda boyanıp renklenen kuş yuvası dün itibariyle balkondaki yerini aldı. Mümkün olduğunca uca astık ki kuşlar görebilsin, değerlendirebilsin. :) 
Hadi bakalım... 

12 Temmuz 2011 Salı

Banyoya sepet, ler ler ler

Hani hemen herkesin banyosundaki demirbaşlardan olan IKEA sepetleri var ya, artık Mudolarda da var sanırım. İşte ben yıllar önce o sepetlerden almış idim 2 büyük 2 küçük. O zamandan beri de kullanırım keyifle. Ama bu yıl nereden aklıma geldiyse (işsizlikten olmasın :)) çevremdeki insanların benden sık sık duydukları klasikleşen cümlelerimden birini sarf ettim onlara bakarak kendi kendime "ben bunlardan yaparım ki..." 


Evde yeterince var gerçi ama olsun hediye ederim dedim bir iki tane öreyim; ama hızımı alamayıp, kendimi tutamayıp ördüm de ördüm. Sonuncusunu da bu akşam tamamlayıp gece gece kötü ışığa rağmen fotoğrafladım. Banu ablanın sabırsızlığından bende de var bolca. İşte sepetler. IKEA nınkiler kadar düzgün olmayabilir ama kesinlikle daha renkli. 
Malzeme koton makrome ipliği ve 3,5 numara tığ. Buyrun : 


Bu hepinizin tanıdığı çalışmaya ilham veren klasik IKEA sepeti. Asil, mağrur ve ciddi 

11 Temmuz 2011 Pazartesi

Kuş yuvası

Bizim meşhur balkonun en son aksesuarı da tamamlandı asılmak üzere hazır. Klima ünitesinin altına asılacak sanırım. Astıktan sonra da paylaşırım sizlerle. 


Bu arada boyamayı da sonucunu da en sevdiğim ahşap işi oldu bu yuva. Bir de gerçek bir misafiri olursa değmeyin keyfime :))

8 Temmuz 2011 Cuma

Sizce bu nedir; ne işe yarar? Aslında derdim başka da...

E madem ne işe yarayacağını bilmiyorsun, yani ne yaptığını bilmiyorsun neden yaptın be kadın demezler mi insana :)  Derler... Ama durum bundan ibaret. Ben bu plastik halkalarla bir şeyler yapmayı kafama koydum ama fular askısı sonrasında tıkandım. Uzun uzun da uğraştım bu fotoğraflarını gördüğünüz "şey" ile. Hatta yapılış aşamalarını da fotoğrafladım, çok önemli bir ürün ya, belki yapmak istersiniz diyerekten. 


Gelgelelim ulaştığım sonuç beni çaresizce düşüncelere gark etti. Bu nedir ve ne işe yarar? Yani ben işe yaramaz saçma sapan bir şey mi yaptım? Yaptım da ne oldu?  Neden yaptım ben bunu yahu? 

4 Temmuz 2011 Pazartesi

Ahşap kutularım

İtiraf edeyim ahşap boyama en sevdiğim çalışma değil :) Keçe ve bilimum kumaş türevi ile her şeyi deniyorum ve bayılıyorum da ama nedense ahşap ile aram pek hoş değil yine de ısrarcıyım vazgeçmiyorum ve deniyorum her şekilde. 


Mesela bu küçük kutuları boyamak, zımparalamak ve boyamak ve tekrar zımparalamak vs  gerçekten çok vakit alıyor. Sonra ufacık bir hatada, bir boya kaçıyor bir tarafa mesela ya da yanlış bir fırça hareketi. Telafisi zor oluyor; bir de ben orada o hatayı her şekilde gördüğüm ve bildiğim için diğer çalışmalarımda olduğu kadar içime sinmiyor. 


Keçe öyle mi ya :) Ben keçeye bayılıyorum. Ama şimdi ahşabın da hakkını yememek lazım, o da bana bayılmıyor muhtemelen. İşimi zorlaştırmak için ne lazımsa yapıyor. Mesela ilk transfer deneyimimde tepsiyi atmak zorunda kaldım her türlü kurtarma çalışmasına rağmen. Şöyle ki fotokopim kalitesizmiş arkadaşlarım anladı onu da. Yapıştırdım bir gün bekledim son derece nazik davrandım ama yok tüm renkler birbirine karıştı ve ne yapsam soyamadım tertemiz. Ne yapayım da sökeyim diye akıl istedim bilenlerden onlar da sıcak su ile yıka dediler :) Yıkadım da ama olmadı, suyun içinde beklettim biraz olmadı. Neyse kuruttum kazımaya çalıştım olmadı ama ne zaman ki üstüne bir  kat daha boya süreyim de kapansın o zaman dedim, boya ile beraber kabardı ama sadece bazı yerleri... E siz olsanız ne yapardınız? Attım tabi tepsiyi :)

1 Temmuz 2011 Cuma

Bizim Meşhuuuur Klima Ünitesi

Öncelikle mahallede meşhur. Çoğunluk bizim klima ünitesini adres tariflerinde cami ve okullardan çok kullanıyor. :) Hani şu klimalı ev var ya işte ondan sağa dön, sola dön vs. Geçen yıl yaz başında minicik balkonumuzda görüntüsü gözümüzü rahatsız ettiği için nasıl kamufle ederiz diye düşündük eşimle. Önce evde asacak yer bulamadığımız kuşlar yetişti imdadımıza. Bir arkadaşımızın ev hediyesi idi metalden kuşlar. Çok güzeldi ama evin konseptine uymuyordu. Acaba klima ünitesini kamufle eder mi dedik, denedik. Eh işte dedik ama eksikti işte... 
Boyasak mı dedi eşim, boyanır mı, neyle boyanır derken kendimizi yapı markette bulduk. Akrilik esaslı sprey boyalar aldık ve işe koyulduk. Öncelikle söktük ızgaralı kısımları ve gazete ile kapladık hayati iç organları ki boya gelmesin. Kaş yapalım derken göz çıkarmayalım. Sonra boyadık gördüğünüz şekilde ve kuşları da misina ile bir çok noktadan bağladık. Boş kalan tarafı için de mukavvadan kalıplar hazırlayıp sprey beyaz boya ile yeniden boyadık kalıpların içini. İşte böyle : 

Diğer yazılardan

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...