Daha önce anlatmadım sanırım, suskun dönemlerime denk geldi; geçen sene Kasım ayı içinde Lara ile tiyatroya gitme konusundaki deli isteğimi daha fazla dizginleyemeyip Büyükşehir Belediyesi tiyatrosundan Küçük Kara Balık için bilet almıştım aile boyu.
Bu dizginleyememe durumuma Küçük Kara Balık vesile oldu tek kelimeyle. En sevdiğim çocuk kitapları yazarının (Samed Behrengi); ennn sevdiğim, bütün arkadaşlarımın çocuklarına ilk hediye ettiğim kitabıdır kendileri. Hatta çok sevdiğim bir arkadaşım "oğlumu isyana teşvik ediyorsun kadın" diye çemkirmişti bana bu yüzden ki çocuk daha beş yaşında filandı (ve arkadaşım haklıydı aslında) :)
Lara ön bildirim seven bir çocuk olduğu için önceden ne yapılacağını, ne zaman nereye gidileceğini bilmek istiyor kendini bildi bileli. Programı bilmeden içi rahat etmiyor kendini hazırlamak istiyor güne bir şekilde. O nedenle bileti onbeş gün önceden almış ve her fırsatta anlatmıştım kısaca tiyatroya gideceğiz ailecek izleyeceğiz filan diye ki tiyatro kreşte hemen her cuma oluyor zaten. Seviyor da. Pek bayılmıştı bu fikre ilk duyduğunda ama tiyatro günü geldiğinde (16 Kasım) su koyvermişti, gözyaşları sel oldu gitmem diye tutturdu ve gidemedik. O zamandan bu zamana da cesaret edememiştim tekrar teklif etmeye ama dün akşam tesadüfen oyunun bugün de seansı olduğunu öğrenince sordum birdenbire bir cesaret :
- Lara' cım yarın hep birlikte tiyatroya gidelim mi? diye
- Yarın mı, hep beraber mi, siz de gelecek misiniz diye sordu usul usul hala önündeki işle ilgilenirken. Hani çok da ilgisini çekmemiş gibi.
- Evet hep beraber; hani sen hep okulda arkadaşlarınla izliyorsun ya; yarın da bizimle izle mesela. Anne baba Lara olur mu?
- .... Oluuuuyy, tamam.
Hemen bilet aldım. Birlikte mi oturucaz diye sordu bir kaç kez ve nasıl oturacağımızı da anlattım göstererek ve konuyu kapattım.
Bugün hava yine sağanak yağışlıydı sabahtan itibaren ve evden çıkmamıza bir saat kalana dek konuyu açmadım bir daha. Sonra hadi hazırlanalım faslına geçtik, evet hala istekliydi, hatta yolu tarif etmeye hevesliydi. Sağanak yağış altında çıktık yola, salona ulaştık ve takdir-i ilahi yağmur bize salona girene dek izin verdi; ıslanmadan ulaştık yerimize oturduk. İnanılmaz sabırsızlandı, hadi artık, neden gelmiyorlar dedi defalarca ve oyun başlarken tamamen sessiz ve konsantre bir şekilde hazırdı sahneye.
50 dakika boyunca bir kaç kez kısa aralıklarla dikkati dağıldı ama hiç keyfi kaçmadan, yeri geldi dansederek, yeri geldi kahkahalar atarak ve alkışlayarak, yeri geldi bize dönüp kendince yorumlar yaparak izledi oyunu. Çok eğlendi, çok keyif aldı ve o kadar mutlu oldum ki gözlerim doldu sık sık. Tiyatro aşkına, Küçük Kara Balık aşkına...
Yine gelelim diyerek ayrıldık salondan keyifle ışık ışık.
Bu dizginleyememe durumuma Küçük Kara Balık vesile oldu tek kelimeyle. En sevdiğim çocuk kitapları yazarının (Samed Behrengi); ennn sevdiğim, bütün arkadaşlarımın çocuklarına ilk hediye ettiğim kitabıdır kendileri. Hatta çok sevdiğim bir arkadaşım "oğlumu isyana teşvik ediyorsun kadın" diye çemkirmişti bana bu yüzden ki çocuk daha beş yaşında filandı (ve arkadaşım haklıydı aslında) :)
Lara ön bildirim seven bir çocuk olduğu için önceden ne yapılacağını, ne zaman nereye gidileceğini bilmek istiyor kendini bildi bileli. Programı bilmeden içi rahat etmiyor kendini hazırlamak istiyor güne bir şekilde. O nedenle bileti onbeş gün önceden almış ve her fırsatta anlatmıştım kısaca tiyatroya gideceğiz ailecek izleyeceğiz filan diye ki tiyatro kreşte hemen her cuma oluyor zaten. Seviyor da. Pek bayılmıştı bu fikre ilk duyduğunda ama tiyatro günü geldiğinde (16 Kasım) su koyvermişti, gözyaşları sel oldu gitmem diye tutturdu ve gidemedik. O zamandan bu zamana da cesaret edememiştim tekrar teklif etmeye ama dün akşam tesadüfen oyunun bugün de seansı olduğunu öğrenince sordum birdenbire bir cesaret :
- Lara' cım yarın hep birlikte tiyatroya gidelim mi? diye
- Yarın mı, hep beraber mi, siz de gelecek misiniz diye sordu usul usul hala önündeki işle ilgilenirken. Hani çok da ilgisini çekmemiş gibi.
- Evet hep beraber; hani sen hep okulda arkadaşlarınla izliyorsun ya; yarın da bizimle izle mesela. Anne baba Lara olur mu?
- .... Oluuuuyy, tamam.
Hemen bilet aldım. Birlikte mi oturucaz diye sordu bir kaç kez ve nasıl oturacağımızı da anlattım göstererek ve konuyu kapattım.
Bugün hava yine sağanak yağışlıydı sabahtan itibaren ve evden çıkmamıza bir saat kalana dek konuyu açmadım bir daha. Sonra hadi hazırlanalım faslına geçtik, evet hala istekliydi, hatta yolu tarif etmeye hevesliydi. Sağanak yağış altında çıktık yola, salona ulaştık ve takdir-i ilahi yağmur bize salona girene dek izin verdi; ıslanmadan ulaştık yerimize oturduk. İnanılmaz sabırsızlandı, hadi artık, neden gelmiyorlar dedi defalarca ve oyun başlarken tamamen sessiz ve konsantre bir şekilde hazırdı sahneye.
50 dakika boyunca bir kaç kez kısa aralıklarla dikkati dağıldı ama hiç keyfi kaçmadan, yeri geldi dansederek, yeri geldi kahkahalar atarak ve alkışlayarak, yeri geldi bize dönüp kendince yorumlar yaparak izledi oyunu. Çok eğlendi, çok keyif aldı ve o kadar mutlu oldum ki gözlerim doldu sık sık. Tiyatro aşkına, Küçük Kara Balık aşkına...
Yine gelelim diyerek ayrıldık salondan keyifle ışık ışık.
Dekor, kostümler ve koreografi beklentimin çok üstünde iyiydi bu arada. |
Küçük kara balık dikiş aşkının ve diğer tüm işlerin önünde geçti bu kez ama diğer konuları da anlatmak için sabırsızlanıyorum. İlk fırsatta..
:)) bak sen prensese tiyatrolarada gidermiş:))) oyy severim onun tombik yanaklarını.bak bende okurken gurur duydum onunla.bu ilk ve anlattıklarından yola çıkarak devamının geleceği belli.
YanıtlaSilbu arada sen ne güzel bir annesin !seninle ayrı gurur duyuyorum.
her ikinizide kocamaaan öpüyorum.
Ya sorma gitmek ne kelime bizi götürdü ;)))
SilIki haftada bir gidelim diyorum kendimce ama Lara bu belli olmaz. Bakarsın istemez bir dahakine yine :)
Ayrıca çok teşekkür ederim senin gibi iyi bir eğitimci ve anneden bunları duymak gurur verdi bana. Elimden geleni yapıyorum ama kimbilir ne hatalar yapıyorum ne hatalar. Sağol
Ne güzel oyun seçmişsiniz :) Çocukluğumun en has kitaplarından Küçük Kara Balık :)
YanıtlaSilAferin Lara'ya, o güzel pozlarına bayıldım :)
Ben de çok beterim bu konularda, evin dibinde tiyatro vardı-şimdi oyun yok artık, tiyatro okulu oldu- toplasan üçü geçmez götürdüğüm :(( Allahtan okulla gidiyorlar...
Tiyatro aşkı hiç bitmesin kuzunun :)
Özellikle bu oyunu istemiştim hep Esen'cim. Bem de çok severim bu kitabı demiştim ya :)
SilHemen eleştirme kendini ayrıca sen çocuklarınla çok da güzel şeyler yapıyorsun. Hele mutfakta...
Amin diyorum duana. Çocuklarımız sanattan hiç uzak kalmasın ve kitaplardan.
Sağol canım canım.