Hala ağlıyor giderken de dönerken de. Bir ay oldu kreşe başlayalı Lara. 18 Ağustos' ta başladık birlikte ve ben 5. gün itibariyle onu öğretmenine teslim edip eve geldim. O zamandan bu yana da aynı düzen devam ediyoruz ama Lara her sabah daha fazla ağlıyor ve bu ağlama gerçek.
O' nu almaya gittiğimde de beni görür görmez ağlamaya başlıyor, bir an evvel eve gitmek istiyor ve evde de çok farklı artık. Okuldan çok bahsetmiyor, anlatmak ve konu hakkında konuşmak istemiyor ama ara ara alakasız şeyler anlatıyor. Öğretmenine ismi ile hitap ediyor, o öğretmen değilmiş, arkadaşıymış; okulun sahibesiymiş öğretmen.
Öğle uykusu uyumak da istemiyor artık evde. Sıkılıyor mu, yoksa evi özlediği için ne yapacağını bilemez halde her şeyi mi yapmak istiyor bilmiyorum ama şaşkın ve endişeli oluyor. İlk günler dışarı da çıkmak istemiyordu belki okula gideceğimiz kaygısı ile oysa hiç kandırmadım O' nu. Okula gideceksek okula gidiyoruz diye çıktık evden hep. İnsanın kendi çocuğunu bu yaşta bile tanıması zor olabiliyormuş bazen. Karakteri oluşmaya başladıkça doğal olarak çatışmalar da başlıyor. Ebedi çatışma anne-kız.
Ciddi bir otorite krizi yaşıyoruz mesela. Sözümü dinlememek, özellikle tam tersini yapmak bu günlerde favorisi. Bunda benim de kabahatim var çünkü ben hep ikna yolu ile sözümü dinletmeye çalışıyorum. Uzun uzun izah ediyorum, anlaşmaya çalışıyorum. Taviz vermek değil ama dikkatini dağıtıp konudan uzaklaştırarak çözmeye çalışıyorum krizi, en kötü noktada görmezden gelmeye çalışıyorum ama o noktaya gelene kadar benim de kelimenin tam anlamıyla gücüm kurumuş oluyor. Belki de sadece okula ben götürdüğüm için çok kızgın bana. Acısını bu şekilde çıkarıyor.
Oysa artık sosyal yönü de gelişmeye başlayan Lara' nın belki daha çok kurala ve sınıra ihtiyacı var. Benden "bunu bu şekilde yapmanı istemiyorum"; "çünkü ben böyle istiyorum"; "böyle olacak, bunu yapmalısın" cümlelerini duymaya; sınırların daha net çizilmesine.
Bahsetmiştim haftada 3 tam gündü programımız ve adaptasyonun uzun sürmesinin nedeninin de aradaki boş günler olduğunu söylüyordu okulun sahibesi olan pedagog. Ve çarşamba günü beni arayarak bayrama kadar beş tam günü denememizi ve faydası olacağına inandığını söyledi. Böyle de devam edebiliriz ama süreç uzar, uzayacak dedi. Ama Lara hazır mı evden bu kadar uzun süre uzak kalmaya, henüz çok küçük, annesi ile de zaman geçirmesi lazım derken ben; Lara hazır ama belki siz hazır değilsiniz dedi ki sanırım tespitinin en azından benimle ilgili kısmı doğru. Bayrama kadar bunu deneme konusunda anlaştık ve bu konuşmanın üzerinden saatler geçmiş olmasına rağmen bütün gün konudan kopamadım.
Hava da çok kasvetliydi zaten o gün. Bütün gün karardım ve evet kadına bir kez daha hak verdim. Ben Lara' dan bu kadar süre ayrı kalmaya hazır değilmişim. Bu ne yaman çelişkidir Allahım:
Kreş için doğru zaman olduğundan eminim, ihtiyacı vardı biliyorum; faydalarını da görüyorum Lara' da. Benden bağımsız hareket etmeye başladı artık, evde kendi kendine daha uzun süreler oyalanmaya başladı, benim oyun kurmama veya onunla birlikte oynamama eskisi kadar ihtiyaç duymuyor. Oyun alanlarına gittiğimizde elimi bırakmayan yanımdan ayrılmayan Lara artık tek başına oynuyor ve diğer çocuklardan tedirgin olmuyor. Ama gel gör ki annesi olacak kadın bir türlü içini rahatlatamıyor.
Gün boyu sürekli bir iş peşindeyim. Sürekli bir şeylerle uğraşıyorum. Daha bir kez koltuğa oturup ayaklarımı uzatıp kahve içmiş değilim yahu var mı ötesi. Mutfakta kışlıklar hazırlanıyor; küçülen giysileri dönüştürülüyor ya da ayrılıyor verilmek üzere; dip köşe temizleniyor; kurabiyeler kekler yapılıyor (bu arada öğretmeni bile çok teşekkürler ama artık getirmeyin hiç bir şey dedi geçen gün); her şey bir bir ütüleniyor. Bildiğin psikopata bağlamış durumdayım. Kendin için ne yapıyorsun derseniz, sadece ilk annesiz gününde kuaföre gidip saçlarımı kestirdim, o kadar. Bugün bir film izledim ama onu bile ütü yaparken izledim. Şeytan azapta gerek :)
Biri bana dur desin, desin ki alışırsın yahu, uzun süre yardım almadan tek başına yaptın herşeyi, bu günlerin tadını çıkar sonra çalışmaya başlayınca ararsın bu günlerini. Ben diyorum kendime de işe yaramıyor.
Yapılacaklar listemi bir görseniz :))
Bu arada Lara' ya bir okul çantası diktim evdeki ıvır zıvır kumaşlardan. Kısalmış taytlarını uzattım, küçülen giysileri ile ilgili enteresan projelerim var. Şirin elbiseler buldum pinterestte onları dikesim var. Yani çok iş var.
O' nu almaya gittiğimde de beni görür görmez ağlamaya başlıyor, bir an evvel eve gitmek istiyor ve evde de çok farklı artık. Okuldan çok bahsetmiyor, anlatmak ve konu hakkında konuşmak istemiyor ama ara ara alakasız şeyler anlatıyor. Öğretmenine ismi ile hitap ediyor, o öğretmen değilmiş, arkadaşıymış; okulun sahibesiymiş öğretmen.
Öğle uykusu uyumak da istemiyor artık evde. Sıkılıyor mu, yoksa evi özlediği için ne yapacağını bilemez halde her şeyi mi yapmak istiyor bilmiyorum ama şaşkın ve endişeli oluyor. İlk günler dışarı da çıkmak istemiyordu belki okula gideceğimiz kaygısı ile oysa hiç kandırmadım O' nu. Okula gideceksek okula gidiyoruz diye çıktık evden hep. İnsanın kendi çocuğunu bu yaşta bile tanıması zor olabiliyormuş bazen. Karakteri oluşmaya başladıkça doğal olarak çatışmalar da başlıyor. Ebedi çatışma anne-kız.
Ciddi bir otorite krizi yaşıyoruz mesela. Sözümü dinlememek, özellikle tam tersini yapmak bu günlerde favorisi. Bunda benim de kabahatim var çünkü ben hep ikna yolu ile sözümü dinletmeye çalışıyorum. Uzun uzun izah ediyorum, anlaşmaya çalışıyorum. Taviz vermek değil ama dikkatini dağıtıp konudan uzaklaştırarak çözmeye çalışıyorum krizi, en kötü noktada görmezden gelmeye çalışıyorum ama o noktaya gelene kadar benim de kelimenin tam anlamıyla gücüm kurumuş oluyor. Belki de sadece okula ben götürdüğüm için çok kızgın bana. Acısını bu şekilde çıkarıyor.
Oysa artık sosyal yönü de gelişmeye başlayan Lara' nın belki daha çok kurala ve sınıra ihtiyacı var. Benden "bunu bu şekilde yapmanı istemiyorum"; "çünkü ben böyle istiyorum"; "böyle olacak, bunu yapmalısın" cümlelerini duymaya; sınırların daha net çizilmesine.
Bahsetmiştim haftada 3 tam gündü programımız ve adaptasyonun uzun sürmesinin nedeninin de aradaki boş günler olduğunu söylüyordu okulun sahibesi olan pedagog. Ve çarşamba günü beni arayarak bayrama kadar beş tam günü denememizi ve faydası olacağına inandığını söyledi. Böyle de devam edebiliriz ama süreç uzar, uzayacak dedi. Ama Lara hazır mı evden bu kadar uzun süre uzak kalmaya, henüz çok küçük, annesi ile de zaman geçirmesi lazım derken ben; Lara hazır ama belki siz hazır değilsiniz dedi ki sanırım tespitinin en azından benimle ilgili kısmı doğru. Bayrama kadar bunu deneme konusunda anlaştık ve bu konuşmanın üzerinden saatler geçmiş olmasına rağmen bütün gün konudan kopamadım.
Hava da çok kasvetliydi zaten o gün. Bütün gün karardım ve evet kadına bir kez daha hak verdim. Ben Lara' dan bu kadar süre ayrı kalmaya hazır değilmişim. Bu ne yaman çelişkidir Allahım:
Kreş için doğru zaman olduğundan eminim, ihtiyacı vardı biliyorum; faydalarını da görüyorum Lara' da. Benden bağımsız hareket etmeye başladı artık, evde kendi kendine daha uzun süreler oyalanmaya başladı, benim oyun kurmama veya onunla birlikte oynamama eskisi kadar ihtiyaç duymuyor. Oyun alanlarına gittiğimizde elimi bırakmayan yanımdan ayrılmayan Lara artık tek başına oynuyor ve diğer çocuklardan tedirgin olmuyor. Ama gel gör ki annesi olacak kadın bir türlü içini rahatlatamıyor.
Gün boyu sürekli bir iş peşindeyim. Sürekli bir şeylerle uğraşıyorum. Daha bir kez koltuğa oturup ayaklarımı uzatıp kahve içmiş değilim yahu var mı ötesi. Mutfakta kışlıklar hazırlanıyor; küçülen giysileri dönüştürülüyor ya da ayrılıyor verilmek üzere; dip köşe temizleniyor; kurabiyeler kekler yapılıyor (bu arada öğretmeni bile çok teşekkürler ama artık getirmeyin hiç bir şey dedi geçen gün); her şey bir bir ütüleniyor. Bildiğin psikopata bağlamış durumdayım. Kendin için ne yapıyorsun derseniz, sadece ilk annesiz gününde kuaföre gidip saçlarımı kestirdim, o kadar. Bugün bir film izledim ama onu bile ütü yaparken izledim. Şeytan azapta gerek :)
Biri bana dur desin, desin ki alışırsın yahu, uzun süre yardım almadan tek başına yaptın herşeyi, bu günlerin tadını çıkar sonra çalışmaya başlayınca ararsın bu günlerini. Ben diyorum kendime de işe yaramıyor.
Yapılacaklar listemi bir görseniz :))
Bu arada Lara' ya bir okul çantası diktim evdeki ıvır zıvır kumaşlardan. Kısalmış taytlarını uzattım, küçülen giysileri ile ilgili enteresan projelerim var. Şirin elbiseler buldum pinterestte onları dikesim var. Yani çok iş var.
Ülker'cim zamanında çok araştırdım çok sordum hatta gittim ama üç gün önermiyorlar. Çocuğun kafası karışıyormuş. bence çocuklar daha kolay alışıyor yeni durumlara alışamayan anneler.
YanıtlaSilÇalışmadığım dönemde bir gün ayağımı uzatmadım tamamen seninle aynı sebeplerden ama şu an sor çok pişmanım. Dinlen bence bol bol..
Ben zaten yarım gün başlasın istemiştim Ayla'cim ama yarım gün başlayınca da tam güne geçişte bir adaptasyon süreci daha yaşanıyor demişti kreş sahibesi Nur Hanım ve 3 tam gün başlamıştık ama evet kafası karışıyor sanırım alışamıyor bir türlü. Bir de böyle deneyelim bakalım. Belki rahatlarız ikimiz de ve alışırız daha kısa sürede. Teşekkürler desteğin için. Gereksiz yorgunluklardan vazgeçip anı yaşamak lazım değil mi...
Sil:))) ahhh bak sonra amann ne üzdüm kendimi dersin karışmam ona göre.haklısın tabiki ama ama işte.her ikinizde adaptasyon sürecinizde biraz karışıklık yaşayacaksınız ama sonu güzel olacak rengim.
YanıtlaSilbu arada çantaya hayran kaldım.ne güzel ıvır zıvır kumaşların varmış.harikasın.
Insanoğlu enteresan, hele anne hisleri girince işin içine :) Sanki gurbette, sanki eziyet görüyor. Biliyorum ki her şey onun iyiliği için ama gel gör onu benim şaşkın zihnime anlat. Direk ilkokula veya anasınıfına başlaması daha zor olacaktı biliyorum ayrıca. Sağol Dolunay cım. Öperim seni de kuzuları da.
SilÇantanın ıvır zıvır kumaşlarına gelince bilirsin ki az buçuk bu hobi işlerine bulaşınca insan hiç bir şeyi atamiyor :))
Yarım gün ama her gün gitse daha iyi. Okulda ağlamıyorsa sorun yok aslında. Yani sen bırakırken ve alırken sana yapıyordur belki o ağlamaları. Bırakıyorsun diye.
YanıtlaSilAslında şu an sana çok zor bir dönem gibi geliyor ancak çocuk büyütmenin her aşaması zor. (moralini bozmak gibi olmasın)
Çanta harika bu arada:))
Yarım günden tam güne geçiş de sıkıntı olacaktı bizim için Semicim. O zaman da her öğlen ağlayarak bekleyecekti beni kuzu. Zaten okulda iken bir kaç kez izledim pek de keyifli katılıyor sınıfta yapılan her oyuna. Ayrılmak ağır geliyor sanırım ama.biliyorum ki geçecek. Illa ki alışacak.
SilÇocuk büyümenin her aşaması zor haklısın neticede bitki bile emek istiyor her aşamada değil ki insan evladı :)
Sağol desteğin için.
Bu arada çantayı senin gibi bir ustanın beğenmesi de ayrıca çok mutlu etti beni.
Bilmiyorum ki Ülker, söylediklerin bana öyle uzak ki, çünkü ben çocuklarımı 3 ve 4 aylıkken bırakıp işe başladım. Ne kadar uzun zaman geçirirsen çocukla, ayrılmak o kadar zor, bunu çevremdeki örneklerden biliyorum, seninki de doğruluyor işte. Çünkü hamileliği de sayarsak 3 yıldan fazladır Lara'yla dipdibesiniz. Bu bakımdan haklısın ama şimdi olmasa 6 ay sonra, olmadı 1 yıl sonra zaten gidecek okula.
YanıtlaSilBir de şaşırdım ki sorma, yahu keyfine bak şekerim azcık, bırak yapılacak işler listesini, takıl kafana göre. Kafanı meşgul edince bedenini yoruyorsun ama...
Korkmuyor musun peki hiç, o çanta yarın öbür gün ruzi mahşerde senden hesap sormayacak mı? Yaptığın bu postta bir cümle ile geçiştirmişsin güzelim çantayı :)
Ellerine sağlık kuzum :)
(Çocuğundan okul münasebetiyle ayrılmak zorunda kalarak travma yaşayan annelere bir oryantasyon programı varmış, duydun mu :)) Şaka yahu, vallahi latife yapıyorum ki havan dağılsın :) Öperim çok...
Tespitin fevkalade doğru sekerim. Neticede bu kadar yoğun birliktelik sonrası bu kadar zorlanma da normal. Aynen şimdi gitmese iki yıl sonra daha da zor olacaktı biliyorum. Olacak olacak :)
SilÇantamı çanta ustalarinin beğenmesine ayrıca sevindim yahu. Sağol çok çok.
Güldürdün beni yine Esencim. Ve bugünü tamamen kendimi şımartmaya ayırdığımı da memnuniyetle belirtmek isterim.
Ülkerim hayırlı olsun kreş hayatınız. bence herşey çok daha güzel olacak.İlk başlarda okulu sormamak lazımmış pek. Çünkü okul onu annesinden ayıran sebep. Sen gününü nasıl geçirdiğini anlatacaksın ki o da dökülsün yavaş yavaş.
YanıtlaSilÇanta mikemmel olmuş. senin elinden ne çıksa muhteşem oluyor zaten.
19 hafta doğum izni kullandım sor bakalım kaç defa ayaklarımı uzatıp keyif yaptım. peeeh
Öptüm lokumumu.
Sağol Nilhan'cim haklı tabi çocuk. İlk kez ayrılıyoruz hem de bu kadar uzun zaman. Alışacak elbet :) Hatta benden daha kolay alışacak. Hiç sormuyorum aslında sadece bazen dolaylı soruyorum çaktırmadan :) O da çok alakasız zamanlarda dökülüyor.
SilÇantayı ben de beğendim sanırım çok teşekkürler şekerim ama hepsi böyle verimli olmuyor biliyorsun.
İşin hayırlı olsun tekrar. Sana zaten ayaklarını uzatacak vakit kalmamış ki duble anne, iki çocuk kolay mı :)
Öperim kuzuları 😊
Şimdi gördüm çantanın güzelliğini ve Lara'nın bunca büyüdüğünü :)
YanıtlaSilTeşekkürler Tülin ablacım. Zaman delice akıyor işte. Büyüdü de sohbet kıvamına bile geldi Lara :))
Silanlatsanaaaaa lara neler anlatıyooooor.
YanıtlaSil:) Çok ara verdim anlatmaya farkındayım ama bu ara anlatılacak şeyler olmadığından değil kafamı toparlayamadığımdan. Döniciim :) Teşekkürler
Sil